amanöeri, amanöaleri içeriye doğru uzatılmış. õ xanöali penceres amanöaleri kodusüudu: kolu pencereden içeri uzatılmış halde kaldı.
amanöoreri atn. içeriye doğru delinmiş.
amanöoruatn., amaxvalu atn. xi.Yatay bir düzlemde içeriye doğru delmek.
amanöuşeri, amanöuşineri atn.1.içeri uzatılmış, içeri uzanmış. 2.içeriye doğru uzanarak, içeriye doğru uzatarak.
amanüaneri vi., amaüaneri arş.1. içeriye doğru atılmış, sallanmış. 2. içeriye doğru atarak, sallayarak.
amanüanu vi., amaüanuarş. içeriye doğru atmak. õ kva tidoloxe kamanüanu: taşı içeriye doğru attı.
amanûoreri 1. içeri yaklaştırılmış. 2. içeriye doğru yaklaştırarak.
amanûoru 1. içeri yaklaşmak. õ tidoloxe kaminûoru: içeri yaklaştı. 2. içeriye doğru yaklaştırmak. õ üuli celaxuna tude kamanûoru: iskemleyi oturağın altına yaklaştırdı. 3. içeri çekilmek. õ tidoloxe kaminûoru: içeri çekildi.
amastvaleri 1. içeri kaymış, içine kaymış. 2. içeri kaydırılmış.
amasûulinu içeriye doğru kaydırmak.
amasûvalu atn., amastvalu vi. içeri kaymak. mitik ôi ognuşe tidoloxe kamasûu: hiç kimse anlamadan içeri doğru kaydı.
amaşatxeri 1. içine silkelenmiş, sallanmış. 2. içeri, içine silkeleyerek, sallayarak.
amaşatxu atn. xi.1. içeri silkelemek. 2. içeri fırlamak. 3. mec. paldır küldür içeri dalmak. odas kamaşatxu: odaya paldır küldür daldı. 4. alelâde bir şekilde içeri ya da bir şeyin içine atmak, sallamak, girmek, sokmak. öopu do oxoris kamaşatxu: yakalayıp evin içine doğru fırlattı, attı.
amaşkveri vi., amaşüvaleri atn. içeri girmiş, içine girmiş ya da sokmuş.
amaşüvalu içeri yollamak, içine yollamak, içeri göndermek. puci axiris kamaşüu: ineği ahıra soktu, ahırın içine gönderdi.
amaûoçu atn., amaûüoçu ark. içeri fırlatmak. odas a kva kamuûoçu: odanın içine bir taş fırlattı.
amaurineri vi., amaüiinu atn. içeriye doğru bağırarak. amaurineri oxorişa kamaxûu: içeriye doğru bağırarak eve girdi.
amaurinu vi., amaüiinuatn., amaüriunu arş. içeriye doğru bağırmak. neünas nodgitu do oxoris a kamiurinu: kapının önünde durup evin içine doğru bağırdı.
amayonu içeri götürmek (canlı varlıklar için). bere odaşe kamiyones: çocuğu odaya götürdüler.
anöeatn., anüe ark. kerkenez kuşu. kerkenez kuşunun türlerine genel olarak bu isim verilir.
anöe mumuliwa kerkenez kuşunun erkeği.
anöera hamsiye benzer, yenmeyen bir balık.
anöesi atn., anüesi vi.1. atn. kanca. anöesi keüvağu: kanca takıldı. 2. vi. olta. anüesite çxomi öopums: olta ile balık yakalıyor. 3. Vi. Üzerinde çokça kanca bulunan ve geceleri derelere kurulan bir tür olta.
anöeşainiatn., anüeşaini xp. şahin kuşu.
andaseni atn. oysa, halbuki. andaseni miziûapuûu ti: oysa söylemiştim de.
anderi, termaşi,üaybana ölünün arkasından bıraktığı herşey; tereke. anderi na naşüvare: �ander� bırakasın! anderi na dosüudare! sahipsiz kalasın! 3ad. Termaşi.
andğa arş., handğa ark. bugün. õandğa moxûasere: bugün gelecek.
andğaneri atn., handğaneri ark. bugünkü. õandğaneri sûeri komşun: gibi hatırlıyorum.
angi ark. kapkacak. õangepe koüibğu: kapkacak yığıldı. õar angis geâgvalu/a ôaôis dolopsamu (not.): ahbaplık derecesi bakımından çok yakın olmak.
an3era atn., 3ela arş., üan3xanaüa ark., liüaba yüksek kesimlerde yetişen, 1-1,5m boylarında, kırmızımtrak ve kuş üzümü büyüklüğünde nahoş yemişi olan, beyaz ya da pembe çiçekli çalı türü bir bitki.
anwala 1. adap dışı, terbiyesizce, argo. õanwala ixaôas: edep dışı konuşuyor. 2. edep dışı konuşan. õanwala üoçi: edep dışı konuşan kişi.
anwalaburi atn. küfürlü, adap dışı bir tarzda, argo bir şekilde, terbiyesizce. õanwalaburi mot ixaôa: terbiyesizce konuşma:
anwo xp., wo atn., hanwo vi. bu yıl. õanwo var moxûu: bu yıl gelmedi.
apaöi atina�nın aranaşi köyünde bir yer adı.
apiçoras vi. çarçabuk, çabucak, birdenbire, bir anda. õ apiçoras dulyape koniçodu: işler çarçabuk bitti.
aôaroûi çok konuşan, çenesi düşük. õ aôaroûi üoçi: çenesi düşük adam.
aôauatn., ôaôauvi. kişilere takılmak, alay etmek amacıyla kullanılan bir ifade.
aôesôeu atn. aşırı şeyler için kullanılır. 1. õ ini aôesôeru: çok soğuk, kırağı. 2. mwupi aôesôeru: çok karanlık, zifiri karanlık.
aôiüo ark., awuôati atn. atik, uyanık, gözü açık.
aôoğola hopa�nin buça köyünde bir yer adı.
aôoûe bir zaman, kesin olarak tarihlenmemiş, bilinmeyen uzak bir zaman. õaôoûe kogâirare: seni bir gün görürüm. õaôoûeşe ar komulun: çok ender, çok seyrek olarak geliyor. õkogogaşinas na aôoûe duwvare: hatırlarsan bir gün söylersin.
aôrili, arôili, igriüa nisan ayı. aôrili kodogutu: nisan ayına girdik.
aôuûraüi atn., abuûragiark.1. dış tarafı dikensi yumru şeklinde meyvesi olan bir bitki. 2. mec. çok acı yiyecek. çkar var işüomen, apuûraüi sûeri ren: hiç yenmiyor, �apuûraüi� gibidir. 3. sert ve haşin kişi. aôuûraüi sûeri üoçi: sert adam.
apxa dokuma tezgahının bir parçası.
ar atn., xp., arti meg. 1. bir sayısı. ar oşüuri: bir elma. ar sva: bir yer. 2. hele, hele bir. ar kobâira do muti var domaöis: hele bir göreyimde bir şey lâzım değil.
arçkva ark.1. bir daha. arçkva tkvi: �bir daha söyle.� 2. artık. arçkva bigzalat: �artık gidelim.�
arçkvaneri ark. bir dahaki. açkvaneri ôarasüe ndğas mepûare: �bir dahaki cuma günü geleceğim.�
arfara ark., afaraatn. bir kez. ar fara miâirapun: �bir kez görmüşüm.�
arfarapes bir defasında, bir keresinde, bir aralar. arfarapes na mağodu ar kogişüuûuüo nosi gamûaseûu: �bir defasında başıma geleni bir bilsen aklın şaşardı.�
arüele ark., arüale atn. bir taraftan, bir yandan, öbür taraftan, öbür yandan. arüele zoôons arüele ikoms: bir yandan söylüyor öte taraftan yapıyor.
arôoûeşe ar atn. çok seyrek, nâdiren. arôoûeşe ar komulun: �çok seyrek geliyor.�
arsotxa arş. herhangi bir yer.
arsotxaneriarş. herhangi bir yerden olan.
arsotxaniarş. herhangi bir yere ait olan.
arsotxaşaarş., asotxaşeatn. bir yere, bir yerden, herhangi bir yerde, herhangi bir yerden. asotxale movulu: bir yerden, herhangi bir yerden geliyorum.
arsotiarş., asotiatn. herhangi bir yer, bir yer. arsotişe bidare: herhangi bir yere gideceğim.
ara atn., qa xp., mûoûi vi. dal. ncas arape guûroxu: ağacın dalları kırıldı.
araüani atn., raüani arş. tepe. xolo ti kogoladu raüanepes emôula: yine tepeleri duman sardı.
aranâi ark.greyfurt. Aranâi wüari şums: greyfurt suyu içiyor.
ardido ark.birçok. Ardido üoçi moxûu: Birçok adam geldi.
arfarapes ark.bir aralar, bir zamanlar. arfarapes ndağişe keşapti dorûun: bir zamanlar dağa çıkmıştım.
arguni büyük balta. arguni komoidu: baltayı omuzuna aldı.
arka atn., kra, nkraark. boynuz. xocis arka moyuûroxu: öküzün boynuzu kırıldı.
arkabi, arxave Xopa (Hopa) ve Viwe (fındıklı) kasabaları arasında kalan, Türkiye�nin idari bölümlenmesinde Hopa adı ile bilinen Laz kasabası.
arkaburi 1. arhavili, arhavi�den olan. arkaburi yaşar turna: arhavili yaşar turna. 2. arhavili�ye ya da arhavi�ye özgü olan, arhavice. arkaburi oôaramitu: arhavi�ye özgü konuşma. arkaburi birapa: arhavi�ye özgü şarkı.
Arkaponi, arkaponyayi atn., nkraoni, kraoni ark. boynuzlu. arkaponi a mskveri kobâiri: boynuzlu bir geyik gördüm.
arnavi vi., xameli atn. önden bağlanan iplerle çekilmek suretiyle kullanılan, tahtadan yapılmış geniş kürek. insan gücüyle çalışan bir tür ilkel tahta kepçe. alım yerlerinde yaş çayı arabaya taşımak gibi işlemlerde kullanılır.
aroğorda atn., arto arş., arte ark. birlikte, beraber, hep birlikte, hep beraber. iri aroğorda bibirat: hep birlikte oynayalım. aroğorda moxûes: birlikte geldiler.
arôili, aôrili nisan ayı. Arôili dogutas üuüuk oüiinu coöams: nisan ayının başından itibaren guguk kuşu ötmeye başlar.
arso xp. bir kısmı. arsomuşi komoği: bir kısmını getir.
arti arş. öteki. arti keöopi: ötekini al. Artepe: ötekiler.
arûaşeni, arûaşini, aûraşini Viwe (fındıklı) ve atina (pazar) kasabaları arasında kalan, Türkiye�nin idari bölümlenmesinde ardeşen adı ile bilinen Laz kasabası. arûaşeni�şe ulun: ardeşen�e gidiyor.
arûaşenuri, aûaşenuri 1. ardeşenli, ardeşen�den olan. arûaşenuri Lazepe: ardeşenli Lazlar. Arûaşenurepeşi dulyas ma nosi var exemizdams: ardeşen�e özgü iş. 2. ardeşenli�ye ya da ardaşen�e özgü olan. Arûaşenuri dulya: ardeşen�e özgü iş.
asotxale, arsotxale 1. bir yerden, herhangi bir yerden. Asotxale movulu: bir yerden geliyorum. 2. bir yere, herhangi bir yere. Asotxale vulu: bir yere gidiyorum.
asti zaten, aslında. asti var bognidorûu: zaten anlamamıştım/duymamıştım.
aûeüne vi., aüoôuri atn. çocuğu olmayan. cuma çkimi aûeüne kodoskidu: kardeşim çocuksuz kaldı.
aûüozi atn. meyil, eğim, şev. oöi kocexvii aûüozi moğams: toprak parçasını aşağıya indirirsen meyil getirir.
avla,üoda avlu. Avla süani cuneli/öepri megipinare: senin avlun güneşli/oraya kendir sereceğim. avlaşi xoci ôanda xociüa (arş., not.): avludaki öküz hep tosun görülür. sahip olunan şeyin değerini bilmemeyi ifade eder.
azmarida izmarit balığı.
aâanâgi çizme, horon oynarken giyilen ve dize kadar uzanan çizme.
awi xp., hawi ark., ase meg., hus atn. şimdi. awi mu iqvasen? şimdi ne olacak?