|
labu kaya balığı.
ladre ark., ladiri meg. yaş (odun için). ladre dişkas var adven. yaş odun tutuşmuyor.
ladre mcaxu ark. �boşa kürek sallayan, boş iş yapan� anlamında bir deyim.
lafta atn. şapşal, aptal, salak. küçümseme içerir.
lagi atn. köpek yiyeceği, köpek maması. layöik lagi imxos: köpek, mamasını yiyor.
lagodi atn., ğvaôa ark. danaburnu böceği.
laxeri arş., ilaüveri ark. deli.
laxeri, limaseri atn., laşari xp., laşaoni ark., limasyari arş. kuduruk, kudurmuş, kuduz. laxeri layöi. kuduz köpek.
laxo 1. mezgit balığı. 2. atn., mec. şapşal.
laka xp. kale bozo lakaşi: sözünde geçmektedir. (?).
laüaûüa ark., laôaûüa kuş sapanı.
laüi danâi ark., layöi asüili atn. sarmaşıkları olan bir diken türü.
laüoma 1. atn. ağacın eğri kısmı. Ham ncas Laüoma uğun, Pi3ari vati gamaxûas: bu ağacın eğri bir kısmı var, (bu ağaçtan) tahta çıkmaz/olmaz. 2. Atn. hızardan çıkmış tahtanın dallı kısmı. Ham pi3aris ti laüoma uğuûu, vati maxmaran: bu ağacın da �laüoma�sı var, onu kullanamayız. 3. ark. sağdan soldan konuşmak, fuzuli konuşmak, boş konuşmak.
laüoûi, laüoûa xp., üuûavi köpek yavrusu, enik.
lala atn., mimi vi., mimili arş. çocuk dilinde süt. lala şvaûui?: (çocuğa) süt içecekmiyidin?.
lalaxi atn. serseri, salak. ham lalaxi-ti solendo gamaxûu? bu serseri de nereden çıktı?
lalawari (<lala + wari) pazar�ın noxlamsu köyünde bir yer ve bu yere adını veren ırmak. süt suyu.
lamgvani atn. (<la + mgvani) üst tarafı geniş ve yuvarlak, dibe doğru incelen nesne. õ lamgvani kva.
lamseri ark., ôaôseri atn., maûui arş. sakinleşmiş, susmuş. õ lamseri bere: sakinleşmiş çocuk.
lança xp., üuçxeş ûabu ark. ayak tabanı.
Lande, landi 1. akis, yansıma. õ wüaris lande muşi koâiru. suda aksini gördü. 2. Meg. Gölge.
langareri arş. dejenere olmuş, içi boşalmış, yozlaşmış.
langoni ark., mangana atn., manguna arş. 1. iri cins köpek, çomar. 2. mec. hiçbir işe yaramayan. õ langoni langoni goytoren. boş boş, bir işe yaramadan dolanıyor.
Mangana dibeğin içinde bulunan tahılı dövmeye yarayan ahşaptan yapılmış �L� biçiminde hareketli araç.
languri çekiç. õ Languri do xangami: çekiç ve orak.
laôaza 1. bir bitki türü. 2. mec. bol etli, kilolu.
larozi pazar ilçesinden çayeli�ne doğru 5 km uzaklıkta bulunan bir Laz köyü.
lasireri, lasirer ark., lasûeri atn. bileylenmiş.
lasironi ark., olasûoni atn. bileylenmesi gereken, bileylenmeye gerek duyulan. õ lasironi xami. bileylenmesi gereken bıçak.
laşaoni ark., laşari xp., laxeri atn. kudurmuş
laşungi çxa., süeôali atn. keser.
laûambati pazar�ın aranaşi köyünde bir semt adı.
laûana atn. gevşek, uyuşuk kişi, şapşal.
laûeri ezilmiş. õ laûeri mturi: ezilmiş kar.
lav arş. hayvanların otlamasına izin verilmeyen, yasaklı ot vb. şeyler.
lavoûi atn. çok yiyebilen, obur. õ lavoûi puci: çok yiyebilen inek.
Layöi atn., laöi arş., laüi atn., vi., coğori vi., xp. köpek. õ layöik lalums: köpek havlıyor. õ layöik ili nizumams do cişüums (atn., dnot.). ayağını yorganına göre uzatmak. Layöi doyineri/taseri: köpeğin doğurduğu/dölü.
layöi ansüili atn., mûüa, mşker daâi xp. daha çok ormanlık alanda bulunan, odunsu gövdeli, sert ve iri dikenleri bulunan bir diken türü.
Layöi mcaci atn. Daha ziyade ete konan bir sinek.
Lazavati Laz vatanı anlamına gelen bir köy adı. pazar ilçesine bağlı yeni adı yavuz köyü olan yerleşim birimi.
Lazeburi Lazlara özgü, Lazlara özgü olan herşey. õ Lazeburi ixaôas: Lazca konuşuyor.
Lazepuna, Lazona Lazlık, Lazların çok olduğu yer.
Lazi Laz, Laz etnisitesine mensup olan. õ Kimik Lazi micoxams, kimik ti xolo öani: kimisi beni Laz diye çağırıyor, kimi de �öani�.
Laziüa m.s. birinciyüzyılda da kurulup sekizinci yüzyılda bizans-pers savaşlarından ötürü tarihsel varlığı son bulan Laz kırallığının adı.
Lazma ark., puşüundi atn. 1. inek dışkısı. 2. Inek dışkısından elde edilen gübre. Xacis Lazma gubğamûuşa bâiri: fasülyenin etrafına gübre dökerken gördüm.
Lazuri Lazca, Laz dili. õ Lazuri iğarğalams: Lazca konuşuyor.
Lazuûi cari, möudi atn., Lazuûi gyari vi., möüudi ark. mısır ekmeği.
Lazuûi xp., atn., lauzûi, laiûi meg. mısır bitkisi. õ Lazuûi ntoli: mısır tanesi. õ Lazuûepek talasani kogamiğes: mısırlar çiçeklerini çıkardılar.
leba leba geç vakitte. õ leba leba komoxtu: eve geç vakitlerde geldi.
leba vi., yano xp. geç. õ leba do mayu. geç kaldım. õ lebaşa onas koxobaktit. geç vakte kadar tarlada oyalandık.
lebaneri, lebanuri geç vakte ait olan, geç vakitte yetişen. õ lebaneri m3xuli. geç vakitte yetişen armut.
lebi kir. õ porças lebi kodologutu: gömleğe kir iyice işledi.
lebiyayi vi., lebyayi atn. kirli, kire bulanmış, kir içinde. õ lebyayi xepe. kirli eller.
leğidi taze kestane fidanı.
lelema mezgit balığı
lemba vi. 1. boşluk kalmamacasına sıralanmış ya da yerleştirilmiş olan. õ svarape lemba lemba golosvarum: kitaplar boşluksuz bir şekilde dizilmiş, sıralanmış. 2. Tıklım tıklım, tıkabasa. Fabriüape nçaite lemba lemba opşa ren: fabrıkalar çayla tıklım tıklım dolu.
lemöüva ark., lemşüva arş., lemöva atn. tükürük. õ lemöüva geişku: tükürüğünü yuttu.
lemşale, olemşale iğnelik, iğnenin iliştirildiği yer. Lemşepe lemşales kocela3onu: iğneleri iğneliğe iliştirdi.
lemşi ceçamu atn. aşı yapmak, iğne vurmak.
lemşi vi. atn, lipşi meg. iğne. õ lemşi lemşales kocela3onu. iğneyi iğneliğe soktu.
lemza, lemwa 1. kendirin sapındaki damar. 2. kendir ipinden dokunan bir tür kısa kollu gömlek. 3. Rize bezi.
lemwe atn., mec. büyük. õ lemwe papuri sûeri: büyük vapur gibi.
lenâa çekül. õ lenâa kocobu. çekülü astı.
leri sarmısak. õ leri gonûams: sarmısak kokuyor.
lerwi atn., ğleôi ark. salya. õ ôicişe lerwi dvaben. ağzından salya akıyor.
lesa ark. 1. fındık çubuklarının balık çıkamayacak kadar aralıklı örülmesi ile yapılan, kayık gövdesine benzer bir balık tuzağı. 2. dere önüne çekilen balık ağı.
leşüi atn., leçkvi meg., çabri ark., çarbi xp. dudak. leşüi nixvaûu: dudağını ısırdı. Leşüi do ôici koüvaûambu. Çkar nena var u: dudakları ve ağzı birbirine yapıştı. Hiç ses çıkarmadı.
leşüoûa atn., çabri guda ark. geniş dudaklı.
letamöita ark., möita leûa atn. kırmızı, killi toprak.
leûa binexi bir bitki türü; yer asması.
leûa üinçi atn., mûüoinace xp. toygar kuşunun bir türü.
leûa üoçi �sürekli toprakla uğraşan kişi, rençber� anlamında bir deyim.
leûa lobya atn. toprak yüzeyinde yetişen bir fasülye türü.
leûa oşüuriatn., dixauşkur ark. bir elma türü. Yaklaşık 1m civarında boyu olur ve çalı biçimindedir. Meyvesi çok kalın olmaz.
leûa toprak. leûa goiltaman: toprağı pay ediyorlar. Leûas to anûala (mçm):toprağa karışasın.
leûa urâeni atn. çok dallı olarak yetişen, bodur, boncuk büyüklüğünde kırmızı taneleri olan ve yenen bir meyve; yer üzümü.
leûalyayi toprağa bulanmış, topraklı. leûalyayi üuçxe. ayağına toprak bulaşmış.
levini vi. amaçsız aylak, boşuna. levini levini ikten. aylak aylak dolaşıyor.
libade arş. hırka.
liöi atn. pekmez ya da bal gibi gıdaların uzun süre bekletilmesi sonucunda oluşan kristâlimsi yapı.
lilve xp. sebze.
limbori ark. 1-1,5m boyunda, soğan çiçeğine benzeyen beyaz çiçekli bir otsu bitki.
limbo3a vi., limrosa ark., bilon3a atn. eğrelti otunun hayvanlar tarafından yenen türü.
limcerişe akşama doğru, akşam üzeri. limcerişe came avlas koüimöeşeûes: akşama doğru cami avlusunda buluşurlardı.
limci atn., lumci vi. akşam. limci domayu xolo. yine bana akşam oldu.
limxana vi., limxona atn., vimxana arş. eğrelti otunun hayvanlar tarafından yeenmeyen türü.
limsa ark. 1. (örümcek) ağı. bobola limsa: örümcek ağı. 2. bir bitki türü.
limsumi ark. yarım kile�ye denk düşen tahıl ölçü birimi. fındık, ceviz, tahıl, mısır vs. ölçmede kullanılır. bir �limsumi� = yarım �sumyayi� = bir �teneke� = iki �matxori� = dört �orosari� = sekiz �üaôiwi� eder. 3ad. sumyayi.
liôadre ark., liôarde atn., laôarde arş. erkek çakal. liôadre steri üriyams: erkek çakal gibi bağırıyor, uluyor.
listva ark., listra xp., sûulina atn. kaygan. Gzalepe listva ren, ğoberis maüni: yollar kaygandır, çite tutun.
liva 1. karın erimeye başlaması. Mturi livas komeçu: kar erimeye başladı. 2. Vi. kar suyu.
livadi atn., onûule ark. bahçe, tarla; her türlü tarımsal faliyetin yapılabildiği, genellikle köyün içinde/yakınında bulunan verimli toprak parçası. bere tasumûaşa livadis dolowerae (dnot): çocuk ekerken bahçene bakacaksın.
livas meçamu karın erimeye başlaması. mturi livas komeçu. kar erimeye başladı.
livora atn. yaban mürveri.
loberi, lobineri suyu iyice emmiş, yumuşamış. loberi şerepe: suyu emmiş giysiler.
Lobo, lubu ark. yumuşak, peltemsi. Lobo xorwi: yumuşak et.
Lobri ark., lovi arş., rova atn. çil. Xuras Lobri gobğun: vücudunda çil var.
lobuûi atn. uyuşuk, şapşal. lobuûi lobuûi ikten: şapşal şapşal ya da uyuşuk uyuşuk dolaşıyor.
lobya atn., xaci vi., üumxi fasülye. oşüomi lobya çorba, korba doyi davuli/ şüimi şüala mogaleni, oûorinu üavuli: yedin fasülye çorbasını, davul gibi yaptın karnını/ benimle yapabilir misin yellenme yarışı. Lobya konobu/xaci konoüidu: fasülye yemeği pişirdi.
Lobya ark. taze fasülye.
loduri atn. durgun, uyuşuk.
loxota vi. beleşçi, avantacı, avantadan geçinen.
loiginâe xp., lorigunâe atn. 1. havuç. 2. Atn. msuleti köyünde bir semt adı.
loüi ark. çimento ve istimin karıştırılması ile yapılan yapıştırıcı.
lolo atn., mec. huni biçimi. lolo sûeri kodgun. huni gibi duruyor.
lomçkva ark. 1. korun soğumasıyla üzerinde oluşan gri renkli, ince kül tabakası (sigara, odun, yanan kağıdın aldığı hal vs.). 2. bu ince kül tabakasından ortaya çıkan zerrecikler.
lomi uzun, kalın demir çubuk, küskü.
lomôo ark. 1. çok tatlı, aşırı tatlı (sütlaça benzer tatlılar için.). 2. tatsız, lezzetsiz. lomôo uşkuri: tatsız, lezzetsiz elma.
longozi atn. yağmur sularıyla kabarmış derenin taşıdığı taşlar.
lonklo (<lat.) uzun ve şişman.
loôinciri atn. sahipsiz, yağma. loôinciri dogawonu i! sahipsiz/ yağma mı sandın!
loqa xp., ğva ark. yanak. loqas nacundu: yanağından öptü.
lori atn., mec. ince, uzun arazi parçası.
loriüi arş., loriöi atn. bir tür kazma. normal kazmaya göre dar ve uzun bir ağız yapısına sahiptir. loriüite ona ntxorums: kazma ile tarla kazıyor.
lorizma 1. ark. ağız tavanındaki ağrı ya da sızı. 2. ark. makattaki kaşıntı. 3xuüumbi lorizmas eluvelun: �3xuüumbi lorizma�ya iyi geliyor. 3. ark. doğum sonrası memede süt birikmesi. 4. ark. romatizma. 5. hastalıklara iyi geldiğine inanılan madeni para ya da taş parçası. lorizmaşi kva: �lorizma� taşı.
loskeri vi., losüeri atn. yalanmış. loskeri üuzi: yalanmış kaşık.
loti atn. Lazcada bir kişi ismi.
lovi arş., rova atn., lobri ark. çil. xayaris rova gobğun: yüzünde çil var.
loya lobya atn., paxla ark., ôiûana xp. soya fasülyesi, bakla.
loya, loa atn., lova xp. 1. tatlı. loya wari: tatlı su, şerbet. loya lobya: soya fasülyesi. 2. Vi. meyvelerin ezilmesinden elde edilen su, tatlı meyve suyu.
lo3a vi., lon3a atn. 1. az tatlı. lo3a wüari: az tatlı su, şekeri az şerbet. 2. mayhoş.
lo3anoba tatlılık. Bureğişi lo3anoba: Laz böreğinin tatlılığı.
lu cici vi., luu jiji arş. 1. lahana gövdesi. 2. lahana kökü.
lu duderi xp., lu öaxala atn., lu ûağaneri vi. lahanadan yapılan bir yemek türü.
lu üvaneri ark. lahana ve kuru fasülye ile yapılan sarmısaklı bir yemek. haşlanmış lahananın içine biraz taze ya da kuru fasülye katılır. sonra suyu süzülür, kısık ateşte ezilerek üzerine sarmısak ve içyağı eklenir.
lu ncaxeri ark., lu zeri atn. lahana çorbası.
lu ûağaneri vi., lu duderi xp., lu öaxala atn. tavada lahana kızrtması.
lu vi., luqu xp., luu arş. kara lahana. Ilkbaharda tohumu ekilen (c/getasu) lahana, fide haline geldikten sonra (lu fide) yerinden sökülür ve bahçeye dikilir (dorgalu). õ lu dorgams: kara lahana dikiyor. lu aâiren do ğoberi var aâiren (dnot.): lahanayı görüyor da çiti görmüyor.
lubu, lobo ark. yumuşak, sulu (yemek, hamur, sütlaç, et vs.).
luği 1. İncir ağacı. luğişe na colasere ğurun (ocr): incirden düşen ölür. 2. incir meyvesi. türleri: 1. vi. luği m3umu. 2. ark. luği bardi.
luği m3umu vi. dalda kuruma özelliği olan bir tür incir.
luğmonöapura ark. xp., luği monöapule vi. bülbül kuşunun bir türü. (incir olgunlaştıran).
luüna atn., lukuna, nukla ark. mum. luüna konunwu: mumu yaktı.
luüumxa ark., nuüumxa arş., bot. bir ağaç türü. Kurumuş yaprakları ihlamur yaprakları ile birlikte inek çorbası yapılırdı. Ayrıca tadı biraz acı olmakla birlikte kurumuş yapraklarından çay yapılır ve sarılıp sigara niyetine içilirdi.
lulu arş., çiçku xp., çuçku vi. yumuşak, körpe.
lulu bere arş. üç yaşına kadarki çocuk, bebek.
lulu tuta arş., marûi, mirüani mart ayı.
lumci vi., limci atn. akşam. lumci diyu: akşam oldu.
luqu xp., lu atn., luu arş. kara lahana.
lveri atn., xtimeri ark. 1. bir yerden gitmiş, gitme.
|
|