|
u olmaksızın. isimlerin önüne gelen olumsuzluk eki.
uba atn., oba göğüs, koyun. ubay na melemixeûi: sen ki, benim koynumdaydın.
Uçile karısı bulunmayan, dul (erkek).
ubabeli babasız, yetim. ubabeli bere: babasız çocuk.
Uçilu 1. Evlenmemiş erkek. 2. Bekar.
ubereli ark. çocuksuz, çocuğu bulunmayan.
ubğu, ubğuşi traş olmamış, traş olmaksızın, traşsız.
ubonu vi., umbonu atn. 1. yıkanmamış (canlı, uzuv için). Ubonu xepete gyari imxors: yıkanmamış ellerle yemek yiyor. 2. Yıkamadan, yıkamaksızın.
uca, metu atn., ndura atn., üuûûuni arş., nure arş. sağır. metu na on şeni var dvaguren. sağır olduğu için duymuyor.
uceli, cerdeli atn. bakraç.
uci atn., quci xp., uji kulak. oziûu oziûute uci memişüomu. söyleye söyleye kulağımı yedi.
uci cecinu arş., not. kulak ardı etmek, ihmal etmek. giwvipe ucis mot cicinam! söylediklerimi kulak ardı etme!
uci elaçalu ark., not. kulak asmak, önemsememek. uci elapçi. kulak astım, önemsemedim.
uci elaövalu atn., not. 1. gürültüden dolayı kulağını sağır etmek, çok konuşarak rahatsız etmek. 2. çok konuşarak rahatsız etmek, sağır olmak. xolo uci elemiövasere: yine kulağımı sağır edecek.
uci elaüvateri ark., not. eski bilmişlerden, eski kulağı kesiklerden.
uci gamaxveri not. vurdum duymaz, bir kulağından girip diğerinden çıkan.
ucis üapça ceövalu arş., üromi goşüoru atn., not. çaktırmadan bir şeyi/işi yapmak, uyutarak/yanıltarak bir iş çevirmek. uci üapça kocebuövi: yanı başında bir şey yaptım da anlamadı.
uci meçamu not. 1. dinlemek, ciddiye almak, kulak asmak. himus uci mo meçam, ma mişüini: ona kulak verme, onu dinleme, ciddiye alma, beni dinle. 2. kulak misafiri olmak.
uci palanwa atn., uciş pampa ark., uci ôeôendula arş. kulak memesi.
ucibuşi atn., ugubu vi., ugibu ark. kaynatılmamış, kaynamamış, haşlanmamış. ucibu mjalva: kaynatılmamış süt.
uça siyah, kara. uça toli: siyah göz. uça lobya:siyah renkli fasülye.
uçala, uçalyayi siyahımsı, siyahımtrak. uçala üaûu: siyahımsı kedi.
uçaşa ğura ark., not. iyi gün görmeden ölmek.
uçaşa oçodu ark., not. hiç iyi gün yüzü görmeden tükenmek, heder olup gitmek. Lazuri nusalepe uçaşa içodenan: Laz gelinleri iyi gün yüzü görmeden tükeniyorlar, heder olup gidiyorlar.
Unüila, umüila xp. 1. Derece olarak diğerlerinin altında olan, ast. 2. Memur. 3. Kardeşlerin küçüğü. Jur cuma korûes: umçane çileri, unüila uçilu ûu: iki kardeştiler. Büyüğü evli idi, küçüğü bekar.
uçxuşi, uçxu yıkanmamış. çxeri uçxuşi noğas kodelibğes: her türden insan çarşıya doluştu.
uçkimeli ark., şüimi dixo atn. bensiz, ben olmadan, ben olmaksızın. uçkimeli muöo skidare? bensiz nasıl yaşayacaksın?
ueşagnapu xp. 1. Duyulmamış, işitilmemiş. 2. Duyulmadık, işitilmedik. 3. Duymadan, işitmeden, duymaksızın, işitmeksizin.
uöu 1. gerektiği kadar pişmemiş. 2. Pişirmeden, pişmeksizin.
uöu 1. dikilmemiş (giysi vs.). 2. Dikmeden, dikmeksizin.
udin3xireli, udi3xire kansız. bere udin3xireli kodosüudu: çocuk kansız kaldı.
udodginu durmadan, durmaksızın. udodginu, gzaleri noğaşa kocefûi. durmadan, hep yürüyerek çarşıya indim.
ugamalam3ku, ugamam3kvalu vi., ugamamwulu atn. ucu sivriltilmemiş (kalem, çubuk vs.).
ugoçxaluşi yıkamadan, yıkanmamış.
Ugamaçxu içi yıkanmamış. �Ugamaçxu üuümas wari mot dolobam ma vuwvi�: �içi yıkanmamış güğüme su doldurma� dedim.
ugureli atn. agure ark. 1. isteksiz, gönülsüz. him bozo şüala oçilus opşa ugureli orûu: o kızla evlenmeye çok isteksizdi. 2. isteksizce, gönülsüzce, içinden gelmeyerek. asere dulya ugureli ikums: yapacağı işi isteksizce yapıyor.
ugverdeli yarılanmamış, bölünmemiş.
Ugyareli, ugyare ark., ucareli, dixo cari atn. 1. yemeksiz, yemek yemeksizin. 2. atn. ekmeksiz. ugyareli kodopsüudit: ekmeksiz kaldık.
uhuhu atn., mğu ark., ololi xp. baykuş. Seris uhuhuşi oüiinu ğuli işinen: gece baykuşun ötmesi kötüye işaret kabul edilir.
uxvene xp., jurşuroni ark., korbapşa atn. hamile, gebe.
Ukomoce, ukimoce 1. kocası bulunmayan, kocasız, ersiz. 2. Dul kadın.
ujden atn. (<tur. uçtan), naüotiren ark. gittikçe. möima ujden minöu. bana yağmur gittikçe işledi, etkisini gösterdi.
ukomocuşi, ukomocu 1. Evlenmemiş kız. 2. evde kalmış kız. 3. Evlenmeden, evlenmeksizin.
ukosuşi, ukosu 1. Süpürülmemiş. oxoris bozomota kon do, avlape muşi ukosuşi iyondrams: evde bir kız varken, evin avlusu süprülmemiş bir halde duruyor. 2. silinmemiş. 3. Süpürmeden, süpürmeksizin. 4. Silmeden, silmeksizin.
Uüaçxe, oüaçxe, oüvaçxe sonra. uüaçxe mefûare: sonra geleceğim.
uüaçxeneri sonraki. him uüaçxeneri dulyan: o sonraki iş.
uüai atn., uüule, oüule vi., eüule arş. biraz sonra, az sonra, birazdan. uüai ôare: birazdan yapacağım.
Udaçxire xp., udaçxure, udaçxuri atn. 1. Ateşsiz, içinde ateş bulunmayan. 2. Ateşi olmadan/ olmaksızın.
uüaüalu 1. tanelerine ayrılmamış. uüaüalu ntxiri: tanelerine ayrılmamış, ayıklanmamış fındık. 2. Tanelerine ayırmadan/ayırmaksızın.
uüule 1. �den/dan sonra, ardından. yemaş-üule: öğleden sonra. Hamuş-üule: bundan sonra. 2. Ark. az sonra. Uüule ôaten: az sonra yapacağız.
uüibreli atn., uüibire ark. dişi olmayan, dişsiz. Dida uüibreli kodosüudu do cari va aşüomen: yaşlı kadın dişsiz kaldığından yemek yiyemiyor.
uüudele ark., uüudeli atn. kuyruksuz, kuyruğu olmayan, kuyruğu olmaksızın. Mamuli uüudele/ zori uğun tudele.
uüurteli 1. donsuz, don giymemiş (kadın). 2. Dona sahip olmayan (kadın için). 3. Don giymeden, don giymeksizin (kadın).
ulağunuşi, ulağunu çiğnenmemiş. ulağunuşi cari cuşüums: çiğnenmemiş lokma yutuyor. ulağunuşi cuşüu: çiğnemeden yuttu.
uleûali, dileûoni, uleûale topraksız, toprak olmaksızın.
uli ark. topal.
umbri atn., ura ark. insanlardan uzak duran, insanlara gerekli ilgiyi göstermeyn, yabanıl bir kişiliğe sahip olan, kendi iç dünyasına kapalı olan kişi.
Umcumeli, uncumeli tuzsuz. umcumeli cari: tuzsuz ekmek.
umçane ark. 1. evin büyüğü. 2. amir, üst, reis. 3. kendisine danışılabilen olgun kişi. 4. kardeşlerin en büyüğü. Umçane üulanis sicaşa toli konoskideen: kızların en büyüğünün enişteye gözü kalıyor. 5. Ebeveyn. 6. Bilge kişi.
umeöüadu ark., umeöadu atn. 1. çakılmamış. Pi3ari umeöüadu na rûuşi molu do tis keemaûu: tahta çakılmamış olduğundan yerinden kopup başıma düştü. 2. Çakmadan, çakmaksızın.
Ucoğore köpeksiz, köpek bulunmayan yer/ev. Ucoğore oxoris üaûus olalapaman (dnot.): köpeksiz evde kediyi havlattırırlar.
umeüvatu 1. Kesilmemiş. Umeüvatu ara: kesilmemiş, yerinde duran dal. 2. Kesmeden, kesmeksizin. Dişüa umeüvatu kelosvaru: odunu kesmeden/kesmeksizin bir kenara dizdi. 3. Kesilmedik. Umeüvatu nca var naşüu: kesilmedik ağaç bırakmadı.
umeöaru ark., umenöaru atn. 1. Yazılmamış, yazılı olmayan. Umeöaru karûali: yazılmamış kağıt. 2. Yazmadan, yazmaksızın. Desûanepe umeöaru konisimadu: destanları yazmadan/yazmaksızın ezberledi.
umengapura ark. benzersiz, emsalsiz. Oropa çkimi umengapura rûu: benim aşkım emsalsizdi.
umeşonu atn., umeşvenu ark. 1. beklenmeyen, umulmayan. umeşonu ğura: beklenmeyen ölüm. 2. Umulmadık, beklenmedik. Umeşonu a oras üoçi komoxûu: umulmadık bir anda geldi adam. 3. Ummadan, beklemeden, ummaksızın, beklemeksizin.
umeşvenepura ark. umulmadık bir zamanda, ummaksızın. umeşvenepura komoxtes: umulmadık bir zamanda geldiler.
ume3adu ark. tatmadan, tadına bakmadan. ume3adu gyari ikums: tadına bakmadan yemek hazırlıyor.
umiteli ark., dixo miti atn. kimsesiz, kimi kimsesi olmayan. dida umiteli kodoskudu:yaşlı kadın kimsesiz kaldı.
umkfinu ark., umku atn. öğütülmemiş.
Umebonu vi., umembonu atn. 1. (bir bölge/kısım için) yıkanmamış. 2. Yıkamadan, yıkamaksızın.
unaneli annesi olmayan, annesiz, öksüz. Nana uğuruis bere unaneli kodoskidu: annesi ölünce çocuk öksüz kaldı.
umoşvacu dinlenmeden, dinlenmeksizin.
umpuluşi saklı olmayan, saklamadan.
umôa ark., wiôa atn. 1. göbek deliği. 2. göbek bağı.
unaxu 1. yıkanmamış çamaşır. 2. Yıkamadan, yıkamaksızın.
uncireli uykusuz. uncireli kodopsüudi: uykusuz kaldım.
unöaru, unöareli 1. yazılmamış. Unöaru nena: yazılmamış dil. 2. Yazmadan, yazmaksızın.
uneneli sessizce, ses çıkarmadan, sessiz sedasız.
unenoni konuşkan olmayan, çoğunlukla sessiz duran, soğuk kişi.
unose atn., ağnose ark., uğnose akılsız. unose xali süanite muya are! akılsız başınla ne yapacaksın!
unâğuşi atn., uâğu vi. 1. doymamış, doyurulmamış, tok olmayan, aç. 2. Doymadan, doymaksızın.
upi ter. upi cemçu: ter bastı. upi gonûams: ter kokuyor.
upor3uşi atn., uôro3u ark. 1. soyulmamış (meyve için). 2. Soymadan, soymaksızın.
upşuşi, upşu 1. dolu olmayan, boş. 2. Doldurulmamış. 3. Doldurmadan, doldurmaksızın.
upyayi atn., uponi terli. opşa upyayi vore: çok terliyim.
Upi donweri ter içinde, ter içinde kalmış.
uqazuşi xp., uyazuşi, uôazuşi atn., uazu vi. 1. yontulmamış. Uqazuşi nca: yontulmamış ağaç. 2. Yeterince medenileşememiş, gerekli eğitimi alamamış kişi. uqazuşi üoçi: Yeterince medenileşememiş adam.
urâeni vi., qurâeni xp. üzüm. urâeni do cari: üzüm ile ekmek.
usinapu vi., uxaôaru atn. 1. Konuşulmadık, konuşulmamış. Usinapu mutu va duûales: konuşulmadık bir şey bırakmadılar. 2. konuşmadan, konuşmaksızın. Usinapu môolişa mendaxtes: konuşmadan İstanbul�a kadar gittiler.
uskaneli ark., dixo süani atn. sensiz, sen olmaksızın.
uşkuri vi., oşüuri atn. elma. uşüuri imxos: elma yiyor. möoxa uşüuri: ekşi elma. xanöeni uşkuri: Yeşil, ham elma.
uşu 1. örülmemiş, dokunmamış. 2. Örmeden, dokumadan, dokumaksızın, örmeksizin.
uşu 1. içilmemiş. 2. Içmeden, içmeksizin.
Uşureli, uşure 1. ruhsuz. 2. cansız. onciremuşis uşureli âires: yatağında cansız buldular. uşureli kogamidu: cansız yere yığıldı.
utkumale vi., utku ark., uziûu atn. 1. Söylenmemiş. 2. söylenmeden, söylemeksizin, haber vermeksizin.
utole kör, âmâ.
u3adeli, u3aduşi atn., uwüomilu ark. 1. bakımsız. u3adeli kodosüudu: bakımsız kaldı. 2. Bakım yapmaksızın, bakımını yapmadan.
uwüareli ark., uwüarali vi., uwareli atn., uwüare susuz. uwüareli bğuru: susuz(luktan) ölüyorum.
u3xu atn. garip, acaip. miwupe am3iüa u3xu momalu: söyledikleri bana biraz garip geldi.
u3xu molva atn. acaip gelmek, garip gelmek, garip bulmak.
Umüyapeli çakalsız. Germa umüyapeli var iven (dnot): orman çakalsız olmaz.
Ugegapu vi. 1. Alışılmamış, alışılmadık. 2. alışkanlığı bulunmayan, alışkanlık edinmemiş. Ugegapus mot gemogam, gegaperis mot momşalum (dnot): alışık olmadığıma alıştırma, alışkanlıklarımdan vazgeçirme.
Undğulu vi. 1. Erimemiş. Undğulu nukla: erimemiş mum. 2. Eritilmemiş.
Uxeeli, uxeele 1. Elsiz. 2. Eli olmadan/olmaksızın.
Uüuçxele 1. Ayaksız. 2. Ayağı olmadan/olmaksızın.
Unostone, anoste ark. Lezzetsiz, tatsız.
Unövalu 1. Sağılmamış, sağmamış. 2. Sağılmaksızın, sağılmadan, sağmaksızın, sağmadan.
Uşüoru atn., uöüoru ark. 1. Biçilmemiş. 2. Biçmeden, biçmeksizin. 3ad. Oşüoru.
Uüitxeli Sormadan, sormaksızın. Babas uüitxeli var memaçen: babaya sormadan veremem.
Uüitxu 1. Vi. Okumadan, okumaksızın. Üazeta uüitxu kodinciru: gazeteyi okumadan yattı. 2. Okumamış. Ham svara uüitxu miğun: bu kitabı okumamış durumdayım.
Ufeluüe kayıksız, kayık olmadan, kayık olmaksızın. Zuğas ufeluüe var goilven: denizde kayıksız gezilmez.
Udocoxinu ark., uyoxinu atn. 1. Çağrılmamış. Öandaşa udocoxinu miti var duûalu: düğüne çağrılmamış kimseyi bırakmadı. 2. Çağırmadan, çağırmaksızın. Damtire udocoxinu var iven: kaynanayı çağırmadan olmaz.
Udolodvalu 1. koymadan, koymaksızın (cep, torba vb.). cebis para udolodvalu var goylven: cebe para koymadan gezilmez. 2. Koyulmamış (cep, torba vb.).
Umuteli hiçbirşeysiz, hiçbirşeyi olmaksızın. Umuteli do umiteli viti wana xvala doskidu: hiçbirşeysiz ve hiçkimsesiz on yıl yalnız başına yaşadı.
Udolokunu 1. (belden yukarısı için) giyinmemiş. 2. (belden yukarısı için) giyinmeksizin, giymeden.
|
|