vaci arş., üaüali atn., üvaci ark., öuöa, öiöa xp. Testis, taşak.
vaglaxti vi. baş taraftaki mezar taşı.
vaiwa atn., vaiya vi. piliç.
vala (<ovalu) vi., bedali atn. tülbendin etrafına dikilen dairesel, ortası delik, parlak cisim. vala valums: �vala� parıldıyor.
valeri sallayarak. yaluği valeri: mendil sallayarak.
vali arş., qvali xp., üvali, nüvali ark. peynir. Vali imxos: peynir yiyor.
vana, varna olmazsa, değilse, yoksa, aksi taktirde. hişo vana haşo: öyle değilse böyle. vana var? yoksa hayır.
Var, va 1. hayır. var gi3vi, mot var ognam! hayır dedim, niçin anlamıyorsun! var, hişo var on/ ren: hayır, öyle değil. 2. olumsuzluk eki. ingilizcedeki �not�. var ikums: yapmıyor.
Viviloni ark. Sivri uçlu fındıkların düz bölümünü kibrit çöpü kalınlığından delinir. Bu deliğe fındık çöpü geçirilerek bir tür topaç haline getirilir. Ve buradan tutularak çevrilir. �viviloni� bu oyuncağa verilen addır.
var ôa atn. öyle ya, tabiki öyle.
var ôa siti atn. boşversene.
vareri atn., üvareri ark. hadım edilmiş, iğdiş edilmiş, kısırlaştırılmış, enenmiş. vareri xoci: hadım edilmiş boğa.
varşa, vaşa xp. 1. yoksa, acaba. zuğa üele na mulun varşa üaravi reni: denizden gelen yoksa/acaba gemi midir. 2. sakın, sakın ha. varşa duwva!. sakın söyleme! 3. asla, kesinlikle, katiyen. vaşa komoxta: asla/kesinlikle gelme.
varti 1. ne�ne, ne...nede. varti nana çkimi varti baba çkimi ôolişa idu: ne annem ne de babam istanbul�a gitti. 2. vi. Olumsuzluk ifade eder. varti öüomu: yemek_de yemedi, ne yedi ne birşey. varti miwu: söylemek_de söylemedi, ne söyledi ne birşey.
Varya atn., varyozi balyoz.
vati atn. olumsuzluk ifade eder, fiillerin önüne konur. vati vida! gitmeyeceğim. vati ôa! yapmayacağım.
vati, ti vatan, yurt. tordo-vati: �tordo�nun vatanı, yurdu. ûal-vati, Laza-vati, üosüoni-vati, ğuli-vati.
vava göz tanesinin koyu bölümü.
vavili atn., üvavili ark. 1. çiçek hastalığı. 2. çiçek aşısından dolayı kolda oluşan iz.
vavili gonzgileri atn. çiçek hastalığının yolaçtığı cilt (surat) bozukluğu.
velen3a xp., öameûi atn., üiameti kıyâmet. velen3a kocixu: kıyâmeti kopardı.
verwami atn. kamış bitkişi. verwami sûeri: kamış gibi ince ve uzun (herhangi bir şey).
veyi ark. sırt sepetinin ağız kısmının yuvarlak ve sağlam durmasını sağlayan fındık ya da kestane fidanından yapılan çember.
vimxana xp., limxana vi., limxona atn. bir tür eğrelti otu.
virvili xp., sôiriri atn., ofirfiloni düdük.
virwa atn. ince dal parçası.
vit on sayısı.
viûoar onbir.
viûoçxoro ondokuz.
viûoxut onbeş.
viûojur oniki.
viûosum onüç.
viûoşi, şilya bin sayısı.
Viûoşüit, viûoşkit onyedi.
viûoûxo ondört.
viûovro onsekiz.
viûvaşi onaltı.
viwe Arhavi ve Ardeşen kasabaları arasında kalan, Türkiye�nin idari bölümlenmesinde fındıklı adı ile bilinen Laz kasabası.
viwuri viwe�den olan, viweli.
volina ark., molina atn. serbest, boş, sahipsiz. kyonape iöven, volina: ışıklar yanıyor, sanki sahipsiz.
vorsi atn., vrosi, rossi arş., üai ark., cgiri meg. iyi. vorsi dişüa marûi şeni, vorsi cari maisi şeni. iyi odun mart için, iyi ekmek mayıs için.
vorsinoba atn., vrosonoba arş., üayoba iyilik. mitişi vorsinoba var uâiapun. kimsenin iyiliğini görmemiş.
vurûa atn., burûa ıspanak ve mısır gibi bitkilerin yaprağı.
vurwi domuz kılından yapılmış, kendiri liflerine ayırmak için kullanılan bir çeşit tarak.
vuu korku ya da dehşet anlarında söylenen ünlem! vah, aman tanrım gibi.