cadaxi atn., cidaxi, cida vi., cedaixp.1. atn. işlek yer, gelip geçilen yer. cadaxi svas kodoxedu. işlek yerde oturdu. 2. xp. kolay. cadaxi dulya. kolay iş.
cagvala, cagvali vi., cağvali ark. 1. vi.�gudeli�nin dip tarafında bulunan koni/topaç biçimindeki odun parçası. 2. Vi. El terazisinde yükü dengelemeye yarayan, Terazinin koluna geçirilmiş, hareketli metal parça. 3. Vi., Mec. kısa boylu ağaç ya da insan. 4. ark.eski Laz evlerinde yontulmamış ağaçtan yapılmış duvar.
caği, ncağiatn., nçxili vi. şiş. caği gumûu: şişi batırdı.
caxti oxenu not. bir işi yapmaya azmetmek. caxûi ikums ham dulya asere: azmetti bu işi yapacak.
cebareri. üzerine düşülen, itina ile bakılan, çok sevilen kişi ya da canlı. berenişi cebareri omordines: çocuklarını çok severek, itina ile büyüttüler.
cebaru atn.gebaruvi.1. üzerine üflemek. 2. atn., mec. üzerine titremek, üzerine çok düşmek, itina ile bakmak, çok özen göstermek. nananişis cubaraman. annelerinin üzerine titriyorlar.
cebaûeri atn. eğik, asık, bükük. ti cebaûeri: başı eğik, başı asık, boynu bükük.
cebğeri, cebğaleriatn., gebğeri ark.1. üzerine dökülmüş. dişüape gzas cebğeri naşüu: odunları yolun üzerine dökülmüş halde bıraktı. 2. üzerine dökerek. 3. döke döke.
cebiru atn.gebiru vi. atmacayı cezbetmek için başka bir kuşu bir değnek üzerinde oynatmak. sifteris ciceğeni cubirams: atmacayı cezbetmek için (değnek üzerinde) çekirge kuşunu oynatıyor.
cebraniüeriatn.,gebaniüeri vi.1. eğik, bükük, eğilmiş, bükülmüş. mşüvelas ti cebraniüeri uğun: fidanın başı eğik. 2. Vi. basılarak sertleşmiş/ezilmiş. Gebaniüeri leûa: basılarak sertleşmiş toprak.
cebraniüuatn.,gebaniüu vi.1. basarak/bastırarak eğdirmek, bükmek. mşüvelas dudi cubraniüu: fidanın tepesi bastırarak eğdi. 2. basarak/bastırarak eğmek. 3.Vi. üzerinde gezilerek ya da herhangi bir ağırlık uygulanarak toprak, sünger vb.�nin basılması, ezilmesi fiili. Berepe goxtes do bergeri livadi kogeibaniüu: çocuklar bahçede dolaştılar ve çapalanmış tarla basıldı, ezildi, basılarak sertleşti.
ceçinadu atn., geçinadu vi. görevlendirmek, iş vermek, işe koşmak. Nana şkimik ôanda ma cemiçinadums: annem hep beni işe koşar.
ceçinadvaşe atn. işe koşulan, kullanılan kişi. a ceçinadvaşeti ma komiyonun: benim de işe koşacağım biri var.
ceçitu atn.,geçituvi.1. üzerinde yarmak, bir şeyin üzerine koyarak yarmak. dişüas cedu do kocoçitu: odunun üzerine koyarak yardı. 2. son anda kurtulmak, sıyırmak, paçayı kurtarmak. oğvaruşe kocevuçiti. ıslanmaktan son anda kurtuldum.
ceçvaloni atn. fırlatıp atılması gereken. ceçvaloni domayu. atılacak duruma geldi.
ceçvalu atn. fırlatmak, fırlatıp atmak. diüaçu do livadi üale kocuçu: tutup bahçeye doğru fırlattı.
ceöeri atn., geöeri vi.2. üzerine yamalanmış. mbela ceöeri foûa: üzerine bez yamalanmış peştemal.
ceöinaxu atn. oldugu yerle bir ederek ezmek. menöveşe piliûas kocoöinaxu: sigara izmaritini sobanın üzerinde ezdi. 2. ezilmek. üaûu, gzas kociöinaxu: kedi yolun üzerinde ezildi.
ceöveriatn., geöveri vi. üzeri yanmış, üzerinde yanmış.
cedaduleriatn.1. kuluçka döneminden çıkıp, tekrar yumurtlama dönemine girme hali (tavuk için). 2. mec. güzelleşmiş, kendine bakmaya başlamış.
cedadulu atn.1. tavuğun kuluçka döneminden çıktıktan sonra tekrar yumurtlamaya hazır duruma gelmesi fiili. korme kocidadulu: tavuk, kuluçka döneminden çıktı.
cedageri atn.gedageri vi. sert bir yüzeyin üzerinde kesilmiş, enlemesine doğranmış, çentilmiş, çentik. üudeli cedageri: kuyruğu kesilmiş.
cedaguatn.gedaguvi. 1. Bir nesneyi sert bir yüzeyin üzerine koyarak kesmek. üaûus üudeli dişüas cedves do kocudages: kedinin kuyruğunu odunun üzerine koyup kestiler. 2. çentik açmak, işaret koymak. biüas kocudagu: çubuğun üzerinde çentik açtı. 3. mec. kestirip atmak. haşon ya ûüu do kocemidages: böyledir deyip kestirip attı.
cedanâeri atn. aşağı çekilmiş, seviyesi düşürülmüş, indirgenmiş. fiûili cedanâeri lamba. fitili aşağı çekilmiş lamba.
cedanâu atn. aşağı çekmek, seviyesini düşürmek, indirgemek. lambas fiûili cudanâu. lambanın fitilini aşağı çekti.
cedaşüeri atn. oturma veya yatma sırasında zeminden kaynaklanan rahatsız olma durumu. üulis var domaxunen mundi cedaşüeri miğun: iskemleye oturamıyorum popom sert zeminden dolayı rahatsız.
cedaşüu atn. oturulan yerin rahatsızlık verici olması. baba üulis doxunu te var cidaşüen: babadan kalan iskemlede oturmaktan rahatsız olunmaz.
cedgalu atn., gedgalu vi. kurmak. saaûi kocudgu: saati kurdu. ğuni 3ipris kocudgu: arı kovanını gürgene kurdu. ragi cudgams: tuzak kuruyor.
cedgeri, cedgaleri atn.gedgeri vi. kurulmuş, kurulmuş durumda. cedgeri ğuni. kurulmuş arı kovanı.
cedgineri atn.gedgineri vi.1. bir işe ya da yola koyulmuş olmak, yola çıkmış olmak. gzas cedgineri vorûi: yola koyulmuş durumdaydım. dulyas cedgineri vorûi: işe koyulmuş haldeydim. 2. atn. çok iştahlı, hararetli. ham ndğalepes cedgineri vore: lerde yeme isteği çok, çok iştahlıyım. 3. atn. aşermiş, hamile kadınların bazı yiyecekleri aşırı yeme arzusu içinde olması durumu.
cedginu atn.gedginu ark.1. işe ya da yola koymak, yolcu etmek. üoçimuşi gzas kocodginu: kocasını (adamını) yola koydu, yolcu etti. 2. yol vermek, göndermek. ağani nusa gzas kocodgines: yeni gelini yola koydular. 3. mec. aşermek, aşırı yeme isteği duymak. daha çok kadınların hamilelik dönemlerinde görülür.
cedi3ineri atn.geâi3ineri vi. alaylı, alay ederek. a m3iüa cedi3ineri ixaôas: biraz alaylı konuşuyor.
cedi3inu atn.geâi3inu vi. alay etmek, gülmek. üoçis var cadi3eran: insana gülmezler, alay etmezler. him hamus mo cadi3e: ona buna gülme, alay etme.
cedvalu atn.gedvalu ark.1. koymak. sûolis karûali kocedu. masaya kağıt koydu. 2. isim koymak, isim vermek. beres yoxo kocodu. çocuğun ismini koydu. 3. para yatırmak. bangas cenöareri kocedu. bankaya para yatırdı, koydu. 4. yazgılı olmak. haşo cemoâuûes: alın yazımız böyle idi. miyape cemoâuûes: alın yazımızda, kaderimizde neler varmiş.
cedveri, cedvaleri atn.gedveri vi.1. konmuş. isim verilmiş, ismi konmuş. yoxo cedveri bere: isim koyulmuş çocuk. 2. birini adıyla anmak, isim vermek. ixaôaûaşa mitis yoxo mo cedum mi na on ignapasere: konuşurken ad verme, kim olduğu anlaşılır.
cefelu atn.gefeluvi. üzerinde dilimlemek, parçalar halinde kesmek. üasûane pi3aris kogefelu: kabağı tahtanın üzerinde dilimledi.
ceginu atn.geginu vi. alıştırmak. wiüara oşu mo coginam: sigara içmeyi alıştırma. onçiru kocoginu: yüzmeye alıştırdı.
cegoru atn., moüitxu, mentfaluark. ziyaret etmek. eze bula cebgori. eze teyzeyi ziyaret ettim. doğuru do a va cemagoru. öldü de bir ziyaret edemedim.
cegurcolu atn. üzerine sürtmek, ovalamak. pi3aris xepe cugurcolams: tahtaya elini sürtüyör, tahtayı eliyle ovalıyor.
cegutu atn.gedgitu ark.1. üzerinde durmak. gzas kocegutu: yolun üzerinde durdu. 2. koyulmak, başlamak. dulyas kocebgutit: işe koyulduk. ma vulu ya do gzas kocegutu: ben gidiyorum diye yola koyuldu. 3. yol kesmek. ôilare ya do gzas kocugutu: öldürmek için yolunu kesti.
cegvacu atn.domöüeşu ark. yerleşmek.
cegzalu atn., gegzalu vi. üzerinde ateş yakmak. ğerepe gzas kocogzu. yolun üzerinde mısır saplarını yaktı. cesareri bozok guris daçxuri kocugzu. sarışın kız yüreğine ateş yaktı.
cegzeri, cegzaleri atn. gegzeri vi. üzerinde yakılmış, yakılmış halde. daçxuri gzas cegzaleri naşüves: ateşi yolun üstünde yakıp bıraktılar.