dada çocuk dilinde oyuncak, cici, güzel. mo ibga dada mekçare: ağlama sana oyuncak vereceğim.
dadali, dadala, dada 1. gül. a dadali mewili: bir gül kopar. 2. çocuk dilinde güzel. ma dadali bozomota miyonun: benim güzel kızım var.
dadi ark., bula atn. 1. Teyze. mu gağodu dadi çkimi: ne oldu sana teyzeciğim. 2. Hala. e dadi bozo skani/ divu okomoconi/ gaüvandi do var momçi/ gipsasen popoconi.
daduli 1. anaçlıktan çıkıp yumurtlamaya başlayan tavuk. daduli korme: yumurtlamaya hazır tavuk. 2. Dişi (kuşlar için).
daga vi.degi atn.dilim. jur daga bureği: iki dilim börek. degi degi meüvati: dilim dilim kes.
dagdagi atn.yer yer kesiklerin, yükseltilerin, kazıntıların bulunduğu eşya, cisim ya da yer. dagdagi sûolis vorsi var inöarinen: üzerinde kazıntıların bulunduğu masada iyi yazı yazılamıyor.
damangaperi vi., damogaperi süt kız kardeş. ma damangaperi do cumangaperi var miyonun: ben kız ya da erkek süt kardeşe sahip değilim.
damdambara atn.yabani hayvanların mısır ekinine zarar vermesini engellemek için yapılan bir araç. suyla dönen bir çarkın ucundaki tokmakların metal bir zemine vurması ile çalışır ve ürkütücü sesler çıkararak yabani hayvanların bölgeye yaklaşmasına engel olur.
damtire kaynana, kayınvalide. xavi damtirepes numgu: kötü kaynanalara benziyorsun.
dapa xp. yazı tahtası. mamgurepek dapas nöaruman: öğrenciler yazı tahtasına yazıyor.
daraba kalın tahta (yaklaşık 5 cm) ile yapılan ara bölme. oxoris daraba koşüaüodes do a oda gamaüates: evin ortasına ahşap bölme koyup bir oda ayırdılar.
demeûula atn.yoğurt yayılırken dışarı dökülmesini engellemek için yayığın ağzını örtmekte kullanılan deri parçası. onçaxules demeûula keyonüori: yayığın ağzını �demeûula� ile kapat.
demuüraûi 1. gaz dolu şişenin ağzına bezden fitil koymak sureti ile yapılan meşâle. 2. ark. lastik ayakkabı.
derani, noröi atn.,kerani, noüe ark., noüi xp. otantik Laz evlerinde ahır ve ahırın üstündeki oda arasına yapılan, ahır kokusunun odaya gelmesini engelleyen ara bölme.
dida atn., xçini xp., kçini ark.yaşlı kadın, nine. õ a dida nana miyonun: yaşlı bir annem var. Bida bida so bida/ar oxoris jur dida.
dida meg. ana, anne, valide.
dida bobola atn. kuru (nemsiz) toprağın içinde yuvalanan ve yüzeye çıkmak için toprağı eşeleyip toprakta kabarcıklar oluşturan bir yassı böcek.
didabozo ark.hiç evlenmemiş, bakire yaşlı kadın. şüuni opuûes didabozo var on/ ren: bizim köyde hiç evlenmemiş yaşlı kadın yoktur.
didaleburi yaşlı kadınlara özgü. didaleburi porça: yaşlı kadınlara özgü gömlek. didaleburi dulya: yaşlı kadınların yapabileceği, onlara uygun iş.
didaloba yaşlılık (kadınlar için). didaloba muşis xvala kodosüudu: yaşlılığında (kadın) yalnız kaldı.
didamcumori, mcumeni atn. nemli ve az güneş alan yerlerde yetişen, insanlarca da yenebilen ekşimtırak bir bitki. insan tırnağı boyutunda ve şeklinde olur.
didamôiluri, kçinüoüari vi., nene(r)iatn., didamangisaarş. çocukların bahçede sebze vb. şeylere zarar vermelerini engellemek için korkutmak amacıyla uydurulan bir öcü. inanca göre bu öcünün eğri bir bastonu var ve bahçeye girenleri bu eğri bastonla yakalayıp götürür. livadişe mo delulu didamôilurik oüöopaseûu: bahçeye inme didampilu seni yakalardı.
didaşira arş. 1. elişi yapan yaşlı kadın. 2. Yaşlanmış dul kadın. 3. mec. kadın işi yapan erkekler için eleştiri anlamı içerir. didaşira sûeri xen windeçi şuy: dul kadınlar gibi oturmuş çorap örüyor. 4. arş. sinirli, aksi kişi.
didi vi., xp., morderi atn. büyük. didi cuma: büyük erkek kardeş. Didi nca: büyük ağaç. Didi dulya: büyük iş. didi nana (nandidi): büyük anne.
didinana, nandidi büyük anne.
didi cuma büyük erkek kardeş, ağabey.
didi 1.ark. Yaşlı. didi üoçi: yaşlı adam. 2. ulu. 3. atn. Nine, büyükanne. didi demiğuru: ninem öldü.
didinoba ark. büyüklük. didinoba muşi naüu ren? büyüklüğü ne kadar?
dido ark. iyoxp., opşa atn., gyopşa xp., zade arş. 1. çok. Mevaperi oöüomu dido üai momixtu: yoğurt yemek bana çok iyi geldi. 2. Fazla.
difoûoni (<dixo foûa) atn., ufoûali peştemalsız, peştemal olmaksızın. difoûoni gale var gamulun: peştemalsız (peştemalını giymeden) dışarı çıkmıyor.
dixampula ark. sis, dağ dumanı, yer dumanı. raüanepes dixampula kogoladu: tepeleri sis sardı.
dixaşira taş kuşunun bir türü.
dixauşkur ark., leûa oşüuri atn. bir elma türü. 1m civarında boyu olur ve çalı biçimindedir.
dixo atn. olmaksızın. süani dixo ma mu ôare: sen olmaksızın/sensiz ben ne yapacağım. xami dixo va ti maxenas: bıçaksız, bıçak olmaksızın yapamam. oropa dixo: sevgisiz, aşk olmaksızın. dixo cari: ekmeksiz. dixo nana: yetim, annesiz. dixo nana muyasere him berek: anne olmaksızın ne yapacak o çocuk.
diüa, mdiüa buğday. diüa cari: buğday ekmeği.
diüapuna buğdaylık, buğday tarlası. puci diüapunas kodoloxûu: sığır buğday tarlasına girdi.
dileûoni, uleûali topraksız, toprak olmaksızın.
dimiöüa mec. fizyolojik olarak sapa sağlam. dimiöüa steri üoçi: �dimiöüa� gibi sağlam adam.
dindğo atn., dindgoark. arıların kış mevsiminde kovanın açık yerlerini bal mumuyla kapatmaları eylemi ve bal mumuyla kapalı yer. ôuûucepek dindğo doüores: arılar kovanın açık yerlerini sardılar, bağladılar.
dinéxiri, diéxiri kan. din3xiri diben: kan dökülüyör.
dişkaş bergi vi.beceriksiz, doğru dürüst bir işe yaramayan.
dişüa atn.dişka ark.odun. ini ôi moxûaşe dişüape doptorat: kış gelmeden odunları taşıyalım. dişüa sûeri üoçi: odun gibi adam. oyondrinute dişüa deviyi: beklemekten odun oldum. dişüaş bergi var ixmaren: tahta kazma işe yaramaz.
divi dev. Divepek didi ncalepe kewües: Devler büyük ağaçları söktüler.