KARADENiZFiRTiNASi
  X HARFi
 
  • xaci vi., lobya atn., üumxi fasülye. xaci xaçkums: fasülye ekiyor.
  • xaçka kültür. Lazuri xaçka. Laz kültürü.
  • xaçkeri ark., xaşüeri atn. 1. ekilmiş. xaçkeri onûule: ekilmiş tarla. 2. ekerek. bibirt xaçker xaçkeri: eke eke şarkı söylüyoruz.
  • xaöaöuli vi. sarı renkli bir çiçek türü.
  • xaöaöuri atn., xa öaöi, xaöaöe, xe öe öuli ark. şeker oranı yüksek bir armut türü.
  • xaöüalati ark. büyük sepet. 3ad. ûiüina, üalati.
  • xaöüeûi, xoçka ark., xaşai xp., xoşüa atn. fasülye sırığı.(xaci üeûi). xaöüeûi kodo3onu. fasülye sırığını dikti.
  • xadiöi atn. bal sağmakta kullanılan bir alet.
  • xaxanwa arş. sulu yemek.
  • xai vi., xavi atn., ôaûi ark., ôeaûi arş. kötü, hain. xai üoçi: kötü adam.
  • xainoba vi. kötülük, hainlik. xainoba mot moğodam. bana kötülük yapma.
  • xaüareri kazınmış (kap vb.).
  • xalaleri ar. helal edilmiş. iris xalaleri vore. herkese helal etmişim.
  • xalali arş., xelali atn., halali vi. helal. xalali to gayas: sana helal olsun.
  • Halali vi., xelali atn. 3ad. Xalali.
  • Xarami, harami haram.
  • Harami, xarami haram.
  • xalamida ark., xalavida atn. 1. sandıkların içlerinde bulunan raf, terek. 2. çekmece. xami xalavidas cezun: bıçak çekmecede duruyor. 3. cep.
  • xalapoûi atn. çetrefilli, karışmış, berbat bir hale gelmiş, karmakarışık, içinden çıkılmaz bir hal almış iş ya da durum. xalapoûi a dulyas kodolovoli. çetrefilli bir işe düştüm.
  • xaleri ark. yanık, fazla sıcaktan ya da aşırı ateşten dolayı yanmış olan. Xaleri kovali: aşırı ateşten dolayı üzeri yanmış buğday ekmeği.
  • xali (<ar. hâl) hâl, durum. mu xali giğun? hâlin nasıl, ne haldesin?
  • xamaili vi., hemaili atn. bir tür nuska, hamaylı.
  • xamanwa 1. eğreti düğüm, kolayca çözülebilecek şekilde hazırlanmış düğüm. 2. arş. zayıf, güçsüz (kız çocukları için). 3. atn. midye kabuğu. 4. Atn., mec. büyükçe, genişçe (göbek, iç mekân).
  • xameli atn., arnavi vi. toprak, çay vb.�ni bir yerden başka bir yere sürüklemek/taşımak için kullanılan ahşaptan yapılmış bir metre genişliğinde kürek. arkadan bir kişi küreğin sapına dayanarak ileri doğru iterken önden ipe bağlı sopayı tutan iki kişi çeker.
  • xami bıçak. müvatule xami: kesici bıçak. Xami nesibi iyare (mçm.): bıçağa nasıp olasın (hayvanlara beddua).
  • xampa atn. malı mülkü çok olan, zengin. bozomota xampa svas okomocu: kızını malı mülkü çok olan yere evlendirdi.
  • xamwora atn. msuleti (dağdibi) köyünde bir semt adı.
  • xanöali atn. kol. xanöali nuûroxu: kolu kırıldı.
  • xanöeni meyvelerin olgunlaşmamış hali. xanöeni uşkuri do m3xuli: olgunlaşmamış elma ve armut.
  • xanöeni, buûüaşperi yeşil rengi. toli xanöeni: yeşil gözlü.
  • Buûüaşperi, xanöeni yeşil rengi. 3ad. xanöeni.
  • Zuğaşperi deniz mavisi rengi.
  • N3aşperi gök mavisi rengi.
  • xanöera arş. çok yaşlı kadın.
  • xangami, mangali, dreôani vi., draôani orak. xangamite tipi öüorums: orakla çayır biçiyor.
  • xaôa vi. mısır unu hamuru.
  • xaôi atn. işgal, kaplama. Haminepe xaôi dou: buraları işgal etti/kapladı.
  • xaôi oxinapu atn. zaptetmek, işgal etmek. opuûarepek noğa xaôi doyes: köylüler çarşıyı işgal ettiler.
  • xaôiöi atn. çanak. xaôiöi doûaxu: çanağı kırdı.
  • xaôu3yayi atn. kirli (el, yüz için). xaôuwyayi xepepete caris kodoxedu. kirli ellerle yemeğe oturdu.
  • Xarafanaşi, oüoxmalaşe arş., oüumalaşi vi. insanların yemek yapmak, birlikte yemek, içmek, eğlenmek amacıyla düzenledikleri eğlence. (eğlenceye katılanlar kendi kumanyalarınıda getirirler.).
  • xarai, xayari atn., ôici ark. yüz, çehre.
  • xarati eski Laz evlerinde salon.
  • xarba atn. büyük iğne.
  • xarba gedgalu xp., not. bol kazanç getirecek bir iş kurmak, tezgah kurmak. xarba kogedgu: bol kazanç getirecek bir tezgah kurdu.
  • xarba ansülişi üaüala atn., inti üaüala atn. diken yemişi. kış aylarında görülen, kırmızı renkli bir yemiş.
  • xarba lemşi atn. kalın ve normalden uzun iğne, çuvaldız.
  • xareri 1. tırmalanmış. xareri xe: tırmalanmış el. 2. ark. yırtılmış, yırtık.
  • xarga, öarma atn., maröa ark. odun skalası, odun yığını.
  • xargi ark., xerüi atn. kanal, sabanla geçilmiş şerit.
  • xargini atn. büyük tava (pekmez pişirmekte kullanılır).
  • xarxaleri 1. kaynamış. xarxaleri ari: kaynamış su. 2. kaynayarak.
  • xarxoûa atn., çxoûi bozuk, döküntü, hurdaya çıkmış. xarxoûa araba. bozuk, döküntü araba.
  • xari ark. bacak arası, apış arası, kasık.
  • xarüi 1. elalem, yabancı, başkası. xarüişi bere: elalemin/yabancının çocuğu. 2. atn. hak. mitişi muti xarüi mayen ya do var imxos: hak geçiyor diye kimsenin bir şeyini yemiyor. 3. Halk.
  • xaro, laro xp. hububat saklamaya yarayan çukur/depo.
  • Laro, xaro xp. hububat saklamaya yarayan çukur/depo.
  • xasanimûa atn. bir tür ot.
  • xaşari xp., xaöketi, xoçka ark., xoşüa atn. fasülye sırığı.
  • xaşüalati küçük el sepeti.
  • xaûaleri, xuûoleri 1. kemirerek delinmiş. daraba mtugik xuûoleri koduûalu: fare tahta bölmeyi kemirip (kemirilmiş) halde bıraktı. 2. kemirerek, deşerek.
  • xavi atn., xai vi., peaûi, ôiaûi arş., ôaûi ark. kötü, fena. xavi mot iye. kötü olma. miwupe xavi mayu. bana söylenenler fenama gitti.
  • xavinoba atn., xainoba vi., ôaûoba ark. kötülük, fenalık. mitis xavinoba mot oğodam! kimseye kötülük yapma.
  • xayari atn., ôici ark. yüz, çehre. xayari goxeloni. yüzü öpülesi.
  • xayi goyişinu ark. kötü anmak.
  • xaâi atn. haz. xaâi mayu. haz duydum, hoşnut oldum.
  • xaâi oyapu atn., üai dowonu ark. sevinmek, haz duymak, hoşnut olmak. si na gâiri opşa xaâi mayu: seni gördüğüme çok sevindim.
  • xaâinoba atn. sevinç, hoşnutluk. xaâinobate ibgaru: sevinçten ağladı.
  • xaweri, xawineri atn. kazınmış. xaweri biüa. kazınmış değnek.
  • xçini xp., kçini ark., dida atn. yaşlı kadın. didi oda umçane badi üala xçinişi: büyük oda evin büyüklerine ait, yaşlı adama ve yaşlı kadına.
  • xe el. xe to megitroxas: elin kırılsın. xe meûaxeri: eli kırık. Xegompa: eli açık, cömert.
  • xe cedvalu atn., not. destek olmak, yardımcı olmak. bere şüimon ma xe cebdvare. benim çocuğumdur ona ben destek olacağım.
  • xe dozdalu ark., not. el çekmek, vazgeçmek.
  • xe gonâiüu atn. 1. kolunu sıyırmak. 2. not. bir işe girişmek.
  • xeguri atn., xeşûabu vi. avuç içi, el ayası. xe guri mançamis: avucumun içi kaşınıyor.
  • xe ülimeri atn., xe ünimeri ark. elele tutuşmuş. xeülimeri guluran: elele tutuşmuş geziyorlar.
  • xe meçamu arş., xe ceçamu atn., xe elaçamu vi. not. el atmak, yardım eli uzatmak, yardım etmek. xvalan ar xe kocepçat: yalnızdır ona bir el atalım, yardım edelim.
  • xe meoğmalu not. eli yabancılaşmak, el yatkınlığını yitirmek. ham dulyapeşe xe meomağu. bu işlere elim yabancılaştı, işe yatkınlığımı kaybettim.
  • xe modvalu atn. eline gelmek, istem dışı tutmak. xes mjabu komomadu. elime kurbağa geldi.
  • xe onçamu atn., not. Bir yerden para gelecek. xe ançamis: eli kaşınıyor, bir yerden para gelecek.
  • xeali bilek. xealişe oöopu: bileğinden tuttu.
  • xeöeôa ark. fındık ve ceviz gibi meyveler ile yumurtanın kabuğu.
  • xediği atn., xediüi ark. hedik. mturis xediği dixo var goylvinen: karda hedik olmaksızın gezilemiyor.
  • xegompa eli açık, cömert. Didi şüimi xegompa a dida orûu: ninem eli açık, cömert bir kadındı. Ôoûe mitis xegompa uyaseûuri! Hiçbir zaman birkimseye cömertlik yaparmıydı!
  • xegompa oxinapu atn., not. elini uzatmak, yardım etmek, cömert davranmak. Mitis xegompa var uxinapun: kimseye bir yardım, kimseye karşı bir cömertlik yapmamıştır.
  • xeleri vi., xeleberi xp. sevinmiş, sevinçli, mutlu, neşeli, şen. andğa opşa xeleri vore: bugün çok sevinçliyim.
  • xeloba, oxelera sevinç, mutluluk. xelobate eju. sevinçten, mutluluktan uçtu.
  • xemenöe atn. kola asılarak kullanılan çanta. xemenöe kelibu: çantayı (koluna) astı.
  • xenöüeli ark., xeneli xp. küçük sepet. tutamaklı, sebze ve meyve koymaya yarayan derinlikli bir sepet türü.
  • xeneri, xinaperi yapma, yapılmış. xeneri doüanaşe. yapma tabanca.
  • xeôaşami aya genişliği (el ayası).
  • xerxi, xexi vi. testere. xerxiten dişka xerxums: testere ile odun kesiyor.
  • xerüi atn., xargi ark. kanal, evleg, ark. wari xerüi leûate koüipşu. su kanalı toprakla doldu.
  • xes moxtimu ark., xes molva atn., not. eli yatkın olmak, elinden gelmek. iri xolo xe muşis muxtams: elinden herşey geliyor.
  • xeşdui vi., diro, dui xp., biüiöi atn. dirsek. xeşdui neünas komobontxi. dirseğini kapıya vurdu.
  • xeşüalati el sepeti, küçük sepet. xeşüalati oüaçun. elinde elsepeti var.
  • xeşûabu vi., xeguri atn. avuç içi, el ayası. xeşûabu maöven: avucum içi yanıyor.
  • xetati, xeştati ark., xetatu atn. eldiven. xetati komoidu: eldiveni giydi.
  • Xezdimeri eli sıkı. xezdimeri dida. eli sıkı nine.
  • xe3ala ağn. iktidar.
  • xica atn. çanak, tekne, leğen. xicas cezgu. çanağa sıçtı.
  • xixi, xi çocuklara bir şeyin yenmediğini anlatmak ve gırtlaktakini çıkartmak için çıkarılan ses. çocuk dilinde �yenmez ya da zehirli� anlamına gelmektedir. mo imxo xixi! yeme zehirlidir!
  • xila 1. meyve. wo xilape var inçanu. bu yıl meyveler yetişmedi. 2. ağacın dallarında biriken kar. ncalepe aras xila doüoru. ağaçların dallarına kar birikti.
  • xilafi yanlış. xilafi dulya. yanlış yapılan iş.
  • ximxili ark., kalüiûexa ince, zayıf. ximxili bere: ince ve zayıf çocuk.
  • xinaperi, xenaperi yapılmış, el yapımı, yapma.
  • xinci, xinji köprü. xinci oruba. köprülü dere. abjas xinci medges: ırmağa köprü kurdular.
  • xinöi katı kısım (yemek vs.). cari xinöi. yemeğin katı kısmı.
  • xinöini arş. cimri.
  • xinöora atn., xinöorya arş. yeni bez parçası, kesilmiş bez parçası.
  • xinderi, xineri atn. solgun, soluk. xinderi xayari: solgun yüz, solgun çehre.
  • xrisûana, xisûona atn., xristona aralık ayı. xrisûanas dido ini iven: aralıkta çok soğuk olur.
  • xişili atn. kum, çok küçük toprak ya da taş parçacıkları. arik xişili moyğams: su toprak parçacıkları taşıyor.
  • xişiri ark. sütün kaymağı yaklaşık olarak 40 dak. kadar kaynatılır. işlem sonucunda yağ ve tortusu ayrışır. bu ûortuya �xişiri� denir.
  • xiûi kulp. üuüumas xiûi nuûroxu: güğümün kulpu kırıldı.
  • xiûiôi ark., ôuöuri (<bücür) atn. salatalığın ilk küçük biçimi.
  • xiûoni kulplu, kulpu olan. xiûoni dergi. kulplu küp.
  • xiya xp., panöili atn., panüeli ark. ibik. mamuli xiya. horozun ibiği.
  • xizani (<far. hazin) işe yaramaz, kötü.
  • xi3i ark. kaşık yapmaya yarayan özel bir el aleti.
  • xlameri kutsanmış, kutsal.
  • xluüina, xlanüa vi., xraüa ark. 1. Vi. çarığın kuru, kaskatı hali. xluüina üalamani: kurmuş, kaskatı bir hal almış çarık. 2. zayıf, cılız, çelimsiz.
  • xlunöüi atn., ğonöüi arş., ğroni vi. 1. arş. taşlık, kaya dibi. 2. atn. yağmur suları ile delinmiş, içe çokmuş yer. 3. atn. iki boğaz arası çukur yer. 4. vi. güneş almayan, çukur, köhne yer.
  • xmareri, xmarineri 1. kullanılmış. xmareri üoçi: kullanılmış insan. 2. harcanmış.
  • xoci öküz. xocik ona xonums: öküz tarla sürüyor.
  • Xoci üoüari xp. Kara saban.
  • xociüa erkek dana.
  • xoçka, xaöüeûi ark., xoşüa atn. sırık, fasülye sırığı.
  • xodura, mxodule hovarda, sikici.
  • xoxo atn., nunu ark. çocuk dilinde öcü. xoxope muluran: öcüler geliyor.
  • xoxoli, xorxoli atn. birbirine girmiş, karışmış olan (şey).
  • xunöüuli nefes borusunun üst kısmı, gırtlak.
  • xolo 1. gene, yine, bir daha. õ xolo ti kogoladu raüanepes dumani: yine de sardı dağları duman. õ xolo 3adi. bir daha bak. 2. De, da. õ kçe coğori, uça coğori juri-xolo coğori (dnot.): ak köpek, kara köpek ikisi de köpek.
  • xolos ark. yakın. õ Oxorişi xolos mçumes: Evin yakınında bekliyor.
  • xoma ark. kalın halat.
  • xombineri kurumuş. xombineri dişüa. kurumuş odun. xombineri nca. kurumuş ağaç.
  • xombula, xomula, xombulera kuru. xombula sva var demisüudu: kuru yerim kalmadı.
  • xoneri atn. 1. sürülmüş. xoneri livadi. sürülmüş bahçe. 2. sürerek, süre süre.
  • xonüoro atn. kovuk, oyuk. 3ipri ncas xonüorope uğun: gürgen ağacından kovuklar var.
  • xonwi, xvewi kovanın içini temizlemek/kazımak için kullanılan kesici bir tür rende.
  • xonwula ark., gurgula atn. 1. gök gürültüsü, gök gürlemesi. 2. yıldırım.
  • xopa ark., xoôa atn. Sarôi köyünün batısında, Arkabi kasabasının doğusunda kalan, Türkiye�nin idari bölümlenmesinde Hopa adı ile bilinen Laz kasabası.
  • xopuri ark., xoôuri atn. 1. hopalı. 2. Hopalılara özgü olan (herşey).
  • xoôe kürek. xoôete mturi xums: kürekle kar kürüyor.
  • xoreri ark. dişlenmiş. xoreri m3xuli. dişlenmiş armut.
  • xorxeri, xoxeri 1. budanmış. xorxeri nca. budanmış ağaç. 2. budayarak. xorxoreri xorxeri ncaşe kocexûu: budaya budaya ağaçtan indi.
  • xorxi telli peynir.
  • xorxoleri birbirine dolanmış, iç içe geçmiş, karışmış. xorxoleri toüi. birbirine dolanmış ip.
  • xorxoli iç içe geçerek birbirine dolanmış, karışmış. wiwila xorxoli diyu. yılan kıvrılmış, iç içe geçmiş.
  • xoroneri horon oynayarak. xaâinobate xoroneri gulun: sevinçten horon oynayarak geziyor.
  • xoroni, linûiûi xp. horon. xoronis kocoöes: horona başladılar.
  • xorsa arş., üaôaûela atn., do3onale vi. salatalık çardağı.
  • xorâa atn., oxorca ark. kadın. oxori xorâa: ev kadını.
  • xorâaleburi, xorâaluri atn., oxorcaluri ark. kadınca, kadınlara özgü. xorâaleburi dolokuna: kadınlara özgü giyim.
  • xorâaloba atn., oxorcaloba ark. kadınlık.
  • xorwi atn., xor3i ark. et. nceni xorwi. buzağı eti.
  • xosüeri atn., xro3keri ark. gebermiş. xosüeri mtugi. gebermiş fare.
  • xosüineri atn., xra3keri ark. gebertilmiş. xosüineri mkyapu. gebertilmiş çakal.
  • xosüva atn. geberme, geberiş. xosüvz kpmvzlt. gebermesi geldi.
  • xoşaüali atn., xoöüaüali ark., xorşaüali dolu. xorşaüali mtums: dolu yağıyor.
  • xovi atn., şvaci ark. 1. nefes, nefes alıp verme süresi, kısa an. a xovişe mefûare. kısa bir süre sonra geleceğim. 2. an, en kısa zaman dilimi.
  • xraüa ark., xlanüa, xluüina vi. 1. zayıf, cılız. 2. Vi. çarığın kuru, kaskatı hâli. 3ad. Xluüina.
  • xrisûona, xrisûana, xristana aralık ayı. hz. isa�nın doğum günü.
  • xro3kala ark., xosüala atn. geberme, geberiş. xro3kala dağodu. gebermesi geldi.
  • xro3kaluri ölümcül, ölümlü (hayvanlar için).
  • xteri ark., xûeri atn. içine çekilmiş, büzülmüş. xteri porça. büzülmüş gömlek.
  • xtimeri ark., xûimeri atn. içine çekmiş, büzüşmüş, boyutları küçülmüş.
  • xtimeri ark., lveri atn. bir yerden gitmiş. sapancas na renan Lazepe batumişen xtimeri renan: sapancadaki Lazlar batumdan oraya gitmedir.
  • xtimeri ark., şüoreri atn. kesilmiş, bekletilmeden dolayı bozulmuş sütün, kaynatıldığında peynir şeklini alması. xtimeri mja: kesilmiş süt.
  • xuci, mxuci omuz. xuci aunen. omzu ağrıyor.
  • xuçe atn., xuri (<far). kızgınlık, öfke, sinir. si xuçe miğun: sana öfkem var.
  • xuçe oyapu atn. kızmak, öfkelenmek, sinirlenmek. opsa xuçe ayen: çok kızıyor.
  • xuçeli sinirli. andğa opşa xuçeli vore. bugün çok sinirliyim.
  • xuçete oûva3inu atn., not. Sinirden deliye dönmek, küplere binmek, kızgınlıktan patlamak.
  • xuçete oûva3inu atn., not. Sinirden deliye döndürmek, küplere bindirmek, kızgınlıktan patlatmak.
  • xuöoreri atn. yağmalanmış, parçalara ayrılmış.
  • xudami atn. uzağı görmeye yarayan bir araç, dürbün. xudamite gamiwes: dürbünle uzağa bakıyor.
  • xuxuli xp. 1. dibek. 2. köstebek.
  • xuüanepe Lazlarda bir soy adı.
  • xulexi ark. karşılıklı iki kenarına uzun iki sopa geçirilerek balık tutmak için kullanılan bir çeşit ağ.
  • Xorumi 1. Laz ve hemşinlilerin sahil kesiminde yaşayan çayeli ve rize ahalisine verdikleri isim. 2. rum.
  • Xorumuri rumca, rum dili.
  • Xorumeburi 1. rumlukla ilgili, rumlarla ilgili. 2. Rumlar�a özgü, rumca.
  • xoxonöa Genellikle erkeklerde belirgin olan ve boynun ön tarafında bulunan kıkırdak çıkıntı, âdem elması.
  • xuôeri, xuôineri büzülmüş (torbanın büzülmesi gibi). Xuôineri mundi.
  • xura ombonu atn., xura obonu ark. vücudunu yıkamak, banyo yapmak.
  • xura vücut, beden. xura imbonams: vücudunu yıkıyor.
  • xurxi 1. ark. gırtlak, boğaz, yemek borusu. xurxis mi3xonûu: boğazıma birşey takıldı. 2. xp. geniz.
  • Xurxoleri, xoxoleri birbirine dolanmış, karışmış olan şey.
  • xurxuleri atn., xuzineri ark. horlayarak. xurxuleri incirs. horlayarak uyuyor.
  • xurmali, xumali 1. köz. dudis xurmali kocemabğu: başıma köz döküldü. 2. Vücut ısısı, Ateş. beres xurmali gamvalu: çocuğun ateşi çıktı.
  • xurûuli yemek borusu. Cari xurûulis kocemisüudu: ekmek boğazımda kaldı.
  • xut, xuti beş. xut fara dobuwvi: beş kez söyledim.
  • xuûali atn. yay, oku fırtlatmaya yarayan araç. Xuûali sûeri kodijvaûu: yay gibi fırladı.
  • xuûaûuli m3xuli arş. bir armut türü. 3ad. M3xuli.
  • xuûula vi., nöoreri atn. delik. xuûulas üiti kodolo3onu. deliğe parmağını soktu.
  • xuûuôali küçük zembil.
  • xuûuôazi atn., xiûiôiozi ark. fetbaz, fesat, kötü niyetli. xuûuôazi üoçi: fesat insan.
  • xuzineri ark., xurxuleri atn. horlayarak. xuzineri incirs. horlayarak uyuyor.
  • xvala 1. yalnız. obaderas xvala kodosüudu: yaşlılıkta (erkek) yalnız kaldı. 2. sadece, yalnızca. si xvala moxûi. sadece sen gel.
  • xvala var sadece � değil. nana çkimi xvala var baba çkimi ti môolişa idu: sadece annen değil, babam da istanbul�a gitti. Ma xvala var si ti nosi oşüomi: sadece ben değil sende aklını yedin.
  • xvala doûalu ark., xvala dosüudu atn. 1. yapayalnız kalmak. 2. yapayalnız bırakmak. 3. Yapayalnız bırakılmak.
  • xvala xvala tek başına, yapayalnız. xvala xvala süudun: tek başına yaşıyor.
  • xvalanoba yalnızlık. xvalanoba nworums: yalnızlık çekiyor.
  • xvaleri öksürerek. xvaleri xvaleri gulun: öksüre öksüre geziyor.
  • xvali 1. Atn. sümük. 2. Vi. balgam.
  • xvalyayi atn., gingiloni, gingilyayi ark. sümüklü. xvalyayi bere: sümüklü çocuk.
  • xvani iki ayak üzerine konmuş uzunca direk. bu direğin üzerine kurutma amacıyla �kyume�, ot, yaprak bağı vs. asılır.
  • xvanteri ark., yaceri atn., rajneri arş. sarsılarak, sarsarak.
  • xvewi vi., xonwi 1. arı kovanının içini oymaya yarayan araç. 2. Vi. mutfak rendesi.
  • xvewineri ark., ôalaüareri atn. 1. Yalvararak, yalvara yalvara. 2. Yalvarmış.
  • xviûi xvaûa atn. ıvır zıvır. Xviûi xvaûape süani hak mot elabğam: ıvır zıvırlarını buraya dökme.
  •  
      Bugün 17315 ziyaretçi (22696 klik) kişi burdaydı!



     http://karadenizfiirtinasi.tr.gg/

    A&0023305;lış Sayfası Yapın Sık Kullanılanlara Ekleyin E-Mail Yollayın


     
     
    Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
    Ücretsiz kaydol