|
s isim ve sıfatların sonuna gelen takı, isim ve sıfatların dativ (-s) hali. Bere-s meçes: çocuğa verdiler.
sabaûoni ark., şurişxa (<meg. şuri ndğa) cumartesi günü.
sacumalo meg. aynı soyadı taşıyan ve aralarında akrabalık bağı bulunan topluluk, kabile, kavim.
sadraöi biber yaprağına benzer yaprakları olan bir bitki. õ sadraöi do neâi ğalampa oüoncaxeri ûobas eüubğamûes do çxombepe oğurinamûes: �sadraöi� ile cevizin yeşil kabuğu ezilerek göle atılır ve zehirlenen balıklar yakalanırdı.
sağani sahan. ar sağani mja. bir sahan ayran.
sağra vi., sağa atn., gobi xp. hamur teknesi.
saxtiani vi. işlenmiş haldeki deri (ayakkabı derisi gibi).
salaca atn. sedye. salacas cedveri moyonaman. sedyeye koyup getiriyorlar.
salamsu urâeni atn. kışa yakın dönemde yetişen bir üzüm türü.
saleri 1. Dikleşmiş, erekte olmuş (penis). 2. sertleşmiş erkeklik organı. saleri ole. sertleşmiş penis.
samanduüa arş., mec. serseri.
Samegrelo, samargalo meg. megrelya, megrelistan, megrel yurdu/vatanı.
sapetke xp. bir tür kuş tuzağı.
sapule meg., saôu 1. mezar. (mezar sözcüğü direkt dinle ilintili olduğundan, Lazca�daki mezar sözcüğü unutulma noktasına gelmiştir. ancak megrelce�de kullanılmaktadır.) 2. Ardeşen Pazar arasında bir Laz köyü (Saôu).
saôari ark. zayıf, cılız, gıdasız. õ noğaşa gebiûişa a saôari badi komemagu: çarşıya inerken cılız bir yaşlı adama rastladım.
Osaôaru ark. herhangi bir rahatsızlıktan ötürü halsiz düşmek, zayıflamak, bitkin düşmek. õ zabunobate üoçi disaôaru: hastalıktan dolayı adam bitkin düştü.
sasinta meg. pencere.
sebela ark. pis.
seliqvari xp., üvarûoroci, ngola üvari xp., mçurçi atn. alakarga kuşu.
serende serender, ambar.
seri gece. õ noğaşe vuluûi domayu seri: Çarşıya giderken gece oldu bana.
serigverdi gece yarısı. woxleni orapes serigverdis moiseleûes do noğaşe culuûes: eski zamanlarda geceyarısı kalkıp çarşıya inerlerdi.
serimçvalu vi. geceleri öten bir çekirge türü.
seta atn. 1. güve. 2. bir tür peynir kurdu.
si sen. õ si minore? sen kimsin?
siaüi xp., siyaöe, şaöi atn. kalkan balığı.
sica xp., atn., sinca meg. 1. Enişte. 2. Damat, güvey. õ sica do nusa: damat ile gelin.
Sifûeri, sifteriüinçi, cicxina atmaca. õ sifûeri oûriües komurûu: atmacayı bıldırcının üzerine saldı.
siüali ark., talasani atn., bğapa arş. mısır çiçeği.
sile vi., isinci ok. õ Oke siles kelağu/ üayde var gamamağu.
sili vi. ağacı ortadan yarmaya ya da bölmeye yarayan yaklaşık bir karış uzunluğunda demir, çelik ya da odundan irice çivi.
simadi ben. õ çxindis simadi uğun: burnunda ben var.
simiöi atn., simişi vi., 3ida ark. 1. başparmak ile işaret parmağının açık olduğu durumdaki mesafe, sere: 2. lahana fidesi dikerken toprakta delik açmak için kullanılan odun parçası (bu odun parçası şekil olarak başparmak ile işaret parmağının açık olduğu duruma benzer.).
simsi üoüari xp., wari sôiûili atn., sôiwili vi. kuyruk sallayan kuşu. derelerde yaşar. durduğu yerde sürekli olarak kuyruğunu sallar.
sinapora ark., msinapu vi., xaôare atn. konuşkan, lafazan. sinapoğa bere ren. konuşkan çocuktur.
sindomi atn., süence xp. atmaca yakalamakta kullanılan bir tür tuzak. atmacanın gecebileceği yerlerde ağacın üzerine kurulur.
singiri atn. tümsek. singiri sva. tümsek yer.
sinori atn., vi., onâğona arş. sınır, hudut. õ sinori kogolaxûes: sınırı geçtiler.
sipsi üoüari mec. her işe karışan sıska, çelimsiz kadın.
sipsiüa atn., psiûila vi., mapsale vi. altını ıslatan. õ sipsiüa bere: altını ıslatan çocuk.
sirafi atn., skiafi ark. bir tür ustura. õ sirafite musûaöi ibğams: ustura ile bıyıklarını kesiyor.
skamozi kayıklarda kürek çekilmesi sırasında, küreklerin kayığa bağlanmasına yarayan dikey ve sağlam çubuklar.
skanebura ark., süaneburi atn. 1. kendi kendine (tekil ikinci kişi). 2. kendince, kendine özgü (tekil ikinci kişi).
skani ark., süani atn. 1. senin. õ ham süani dulya ren. bu senin işindir. õ süani şeni. senin için. 2. İkinci tekil şahıs iyelik eki. õ oxori skani: evin.
skidala ark. 1. yaşam, hayat. õ çkin skidala: bizim yaşamımız. 2. Ömür. (kay: Lazuri textebi).
skiûa sarı. skiûa porça dolonkuneri toliz a cemavalu: sarı gömleğini giymişken gözüme bir kez ilişti. (derleme: fahri Lazoğlu).
süafindi atn. , masûara atn. tekne. hayvanlara su ve çorba verilen tekne.
süani atn., skani ark. 1. senin. süani sûeri bere moto iyas: senin gibi çocuk olmaz olsun. 2. İkinci tekil şahıs iyelik eki.
süence xp., sindomi atn. atmaca yakalamakta kullanılan bir tür tuzak. atmacanın geçebileceği yerlerde ağacın üzerine kurulur.
Süence atn., skence vi. 1. arı kovanlarını üzerine koymak için kullanılan ağaçtan yapılmış tezgah. Bu tezgah ağacın üzerinde yapıldığı gibi zeminde de yapılabilir. 2. Vi. atmacanın oturtulduğu ya da bağlandığı, yerden 2 m kadar yükseklikte, yatay ve uzun direk.
süendali, kçenca atn., fifilinca bir ağaç türü. 3ad. Kçenca.
Fifilinca, süendali, kçenca atn. bir ağaç türü. 3ad. Kçenca.
süeôali atn., laşungi xp. keser. süeôalite üafri ceçams: keserle çivi çakıyor.
süifiri bir ağaç türü.
skindina arş., 3xovari hayvan. õ mûüori skindinape: yabani hayvanlar. õ oxine skindinape: evcil hayvanlar.
3xovari, skindina arş. hayvan. 3ad. Skindina.
süiôili atn., 3kiôili ark. çiçekleri sert, ince, dikenli ve yapışkan bir bitki. süiôili sûeri na3onen. süiôili gibi sokuluyor.
süiri atn., skiri ark., skua meg. erkek evlat, oğul. õ badik ğuruûuşa süiri muşis abgaru: dede ölürken erkek evladına ağladı.
süuli kendir lifi �üoôali� adı verilen topaçlarla dövüldükten sonra iki karış uzunluğunda kesilip bağ yapılır. bu bağ �on3xeci� adı verilen tarakla taranır. ardından �vurwi� denen domuz kıllarından yapılmış bir çeşit fırça ile tekrar taranır. bu işlemden sonra elde edilen kendir lifine �süuli� denir.
süureri atn., skureri ark. kurumuş, buharlaşmış. õ süureri porça. kurumuş gömlek (ıslak bir şeyin kurumuş olanı, odun için değil.).
süurineri atn., skurineri ark. kurutulmuş (ıslak bir şeyin kurumuş olanı, odun için değil.).
sloôeri atn., nwopuleri ark. terbiye edilmiş, terbiyeli. õ sloôeri bere: terbiyeli çocuk.
so xp. ark. arş., nak, nay, nakoatn. nereye, nere. so orûi? nerdeydin?
soğuni atn. (<tur. son) neyse, sonunda. õ soğuni komvalu: sonunda gelebildi.
sokşa ark., nakşa atn. nereye kadar. õ sokşa idare? nereye kadar gideceksin?
sole ark., namüale atn. hangi taraftan, hangi tarafa, nereden, nereye. õ sole idare? hangi tarafa gideceksin?
soloğami atn. dalga, denizin rüzgâr sonucu dalgalanması.
sontxale ark., sotxalendo atn. bir yerden, bir yerlerden, herhangi bir yerden.
sonuri ark., nakonuri atn., sokonuri nereli. sonuri ore? nerelisin?
sotxa atn., sontxa ark. bir yer, her hangi bir yer. sotxa vidare. bir yere gideceğim.
soti bir yer, herhangi bir yer. ar soti. bir yer. soti var vidi: bir yere gitmedim. 2. hiçbir yer. soti muti var dosüudu: hiçbir yerde hiçbir şey kalmadı. soti var bâiri. bir yerde görmedim.
soti muti atn., soti mutu ark. 1. bir yerde bir şey. õ soti muti var on/ ren: bir yerde bir şey yok. 2. hiçbir yerde hiçbir şey. õ soti muti var dosüudu: hiçbir yerde birşey kalmadı.
sotiüale atn. her nereye, her nerede. õ sotiüale vorûa. nerede olursam olayım.
sotiüere atn., sotile, sotila ark. her nereye, her nerede. õ sotiüere idi: her nereye gidersen git.
sôina atn., spina vi. değirmen lülesi, oluktan çarka suyun fışkırtıldığı gittikçe daralan ağız.
sôiriri atn., virvili xp., ofirfiloni düdük. sôiriris delubarams: düdüğe üflüyor, düdük çalıyor.
staroşina ark., çxalva atn. eylül ayı.
stveli ark. sonbahar mevsimi.
sûeri atn., steri ark. gibi. mtuti sûeri: ayı gibi.
sûiüeri atn., stikeri ark. yolunmuş. sûikeri mûa. yolunmuş ot.
sûiôo atn. , möoxa ark., üoxa atn. ekşi. sûiôo mja. ekşi ayran.
sûiôoneri atn., elamöoxura ark. ekşimtrak.
sûiribina atn., 3an3a ark. zembil. sûiribinate celabun. zembille asılmış.
sûoli atn., stoli ark. (<rus.) masa. sûolis luüna eyodgun. masada mum var.
sûulina atn., sûvina arş., listva ark., listra xp. kaygan. sûulina gza. kaygan yol.
sûuôa istim. ûufeğis sûuôa duzgipu. tüfeğe istim tıkadı.
subuki, msubuka ark. çorçi arş. hafif.
suci, msuci sarmaşık. sucis üinçi gompis. sarmaşığa kuşlar üşüşmüş.
suleri 1. kendir lifi. Didi şüimik sulerite toyöi öimoşumûu: ninem kendir lifinden ip eğirirdi. 2. Liflenmiş olan, lifleme işlemine tabi tutulmuş olan.
sulifani atn., öibosan xp. ağaç törpüsü.
sum üç sayısı. õ sum fara. üç kez.
sum ûriüoni, sum xenöüeli ark. çay toplamakta kullanılan üç ayaklı özel sepet.
sumeneçidovit yetmiş. sumeneçidovit waneri: yetmiş yaşında.
sumexi hemşinli, hemşinden olan. Sumexepe: hemşinliler.
sumexiti hemşin. Sumexitis vartivoris kocoöes: hemşinde vartivor şenliğine başladılar.
Sumexuri hemşince. Sumexuri nena var oxobowonamt/vognamt: hemşince�yi anlamıyoruz.
Sumexeburi hemşin�e ve/veya hemşinliler�e özgü olan, hemşinliler�e has olan, hemşin/hemşinli tarzında.
sumeneçi altmış. ôaôu şüimi sumeneçi waneri divu: dedem altmış yaşına geldi.
sumyayi atn. bir kile�ye eşit tahıl ölçü birimi. bir �sumyayi� = iki �teneke� = iki �limsumi� = dört �matxori� = sekiz �orosari� = onaltı �üaôiwi� eder. 3ad. limsumi.
supara kitap.
sureûi (<ar. suret) resim.
suriöi ark., şuşani xp. sığırcık kuşu.
suseri atn. 1. dolap. 2. sandık kilidi.
sva atn. 1. Mekan, Yer (zemin anlamında değil). Alişi sva: ali�nin yeri/mekanı. mişi svaşe ulur? kimin yerine gidiyorsun? 2. Konum, yer. Baba şüimi bangas, vorsi svas on/ ren: babam bankada iyi bir konum/yerdedir. 3. Mahal, yer. Üoçi na iwamu svas a nca kodorges: adamın vurulduğu mahale bir ağaç diktiler.
svara 1. kitap. 2. yaprak. (kay: ogni).
svaruli dergi. õ svaruli goliyonams: dergi okuyor. (kay: ogni).
sveri sürerek, süre süre, sürülmüş, okşanmış. õ xepe sveri sveri mendaxûu: ellerini süre süre (yoklayarak) gitti.
sviwili ark., öirûöirûi xp., wiôwiôili vi. benekli sinek kapan kuşu
|
|