KARADENiZFiRTiNASi
  E HARFi
 
  • epe, pe, lepe çoğul eki. Oxor-epe: evler. Bere-pe: çocuklar. Kva-lepe: taşlar.
  • e do e, e yani, sonra, sonuçta. e do mu ôat? e yani ne yapalım?
  • eba, baba atn., beba arş. baba. Eba şüimi so idu? Babam nereye gitti.
  • ebalu gebalu ark., meobğalu moyobğalu atn., not. ölçüp biçmek, iyice hesaplamak.
  • ebçi yoldaş, arkadaş. ebçi şüimi komoxûu: yoldaşım geldi.
  • ebdi ark. kayıkların alt tarafında, suya değen kısmındaki tıkaç. kayıkların yıkanması sırasında, içiriye doldurulan suyun boşaltılması için kullanılır ve kayık karadayken çıkarılır, denizdeyken takılır.
  • ebğa meçamu atn., omğezu ark. kışkırtmak, azdırmak, provoke etmek. ebğa meçams do oüoilapams: kışkırtıp kavga ettiriyor.
  • ebza 1. Kibrit. 2. kibrit çöpü. a ebza komomçi üibri vinzgilare. bana bir kibrit çopü ver, dişimi karıştıracağım.
  • eça atn. hey gidi. harcanan yılları, verilen emekleri özlem ve pişmanlıkla anarken kullanılır. eça woxleni ndğalepe şüimi: hey gidi eski günlerim. eça bgarape şüimi. hey gidi ağlamalarım.
  • eçxalu atn., mec. dalga geçmek, alay etmek. üoçis var eyuçxaman, oncğoren. insanla dalga geçmezler, ayıptır. emiçxaman ya do var idu: benimle dalga geçiliyor diye gitmedi.
  • eçxi meçxi arş. işkembe.
  • eçi yirmi. Bere-çkimi eçi waneri divu (vi.): çocuğum yirmi yaşına girdi. eçi fara dogiwvi xolo var ogni: yirmi kez söyledim yine anlamadın.
  • eçidovit otuz. Ma eçidovit waneri doviyi: otuz yaşına girdim [ben otuz yıllık oldum].
  • eçkinderi ark. ortaya çıkmış, belirmiş, hasıl olmuş, peydah olmuş.
  • eçkindu ark., üundu arş., dosvalu atn. ortaya çıkmak, belirmek, hasıl olmak, peydah olmak. solen eçkindi: nerden çıktın, belirdin.
  • eçoreri atn. çarçabuk bitirilmiş, alelacele kaldırılmış. eçoreri dulya: acelelikle bitirilmiş iş.
  • eçorinu, eyoçorinu atn. çabucak bitirmek, alelacele halletmek. duşinit a svacis evoçorinat: acele edin bir nefeste bitirelim.
  • eçoroba atn., eöüvadala ark. son, bitiş, tükeniş. ğura do eçoroba süani. ölümün ve bitişin, ölümün ve sonun.
  • eçoru sonlanmak, sonuçlanmak.
  • eçouri bitiş, sonlanış. Dulyaşi eçouris moxûu do kelemixedu: işin bitmesine doğru gelip yanıma oturdu.
  • eçvalu atn. üstünü açmak. dudi mot eiçum. başını açma.
  • eçveri atn. üstü açık. üapaği eçveri: kapağı açık.
  • eöirdu atn., eöüidu ark. yukarıya doğru çekip koparmak. dudi eyuöirdu: tepesini çekip kopardı.
  • eöüideri ark., eöirderi atn. koparılmış. dudi eöüideri: tepesi koparılmış.
  • eöüvadala ark., eçoroba, enüaluri atn. son, bitiş, tükeniş. ğura do eöüvadala skani: ölümün ve bitişin, ölümün ve sonun.
  • eöoperi, eöopineri 1. ark. satın alınmış. õ modvalu eöopineri miğun: ayakkabıyı satın almış durumdayım. 2. alınmış. õ noğaşe eöoperi: çarşıdan alınmış.
  • eöopu ark., oqindru xp., oindru atn. satın almak. Noğaşe gyari eöopums: çarşıdan ekmek satın alıyor.
  • eöopu, eöopinu, eöopumu almak. camüusu do tudendo a kva keöopu: yere çömelip bir taş aldı.
  • edanâu, eyodanâu, enûoru yukarı çekmek, yükseltmek. õ lambas fiûili eyudanâu: lambanın fitilini kaldırdı.
  • edazaşe arş., edanâaşe atn. değirmende mısırın öğütücü taşa dökülmesini sağlayan moconi�ye asılı bulunan ipe bağlı ağırlık.
  • efûoşi atn. şapşal. õ haüu efûoşi mot ore! niye bu kadar şapşalsın!
  • egargalu atn. 1. kontrol dışı hareket etmek. õ gemtumanis araba var dvagutinu do egargalu: yokuş aşağı araba durmadı ve kontroldan çıktı. 2. aklına geleni yapmak, konuşurken kontrollu olmamak.
  • egutinu, eyogutinu atn., edgitinu ark. 1. Üzerine/üzerinde durmak. õ dudis mot eyomogutu: başımda durma. õ üoçi moxûu do keyomogutu: adam gelip üzerime durdu. 2. düşman olmak, gıcık kapmak. õ ham üoçis ebudgiti: bu adama gıcık kaptım. õ wiwilas opşa evure: yılana çok düşmanım. õ irik ma emigutes: herkes bana düşman oldu. õ hişo mo ikum egigutanere: öyle yapma sana gıcık kapacaklar.
  • eğinderi, eğrinderi 1. ark. kızışmış (cinsel). eğinderi puci. kızışmış inek. 2. mec. şımarık, şımartılmış. bere eğinderi omordines: çocuğu şımarık büyüttüler.
  • eğindu, eğrindu 1. kızışmak. 2. mec. taşkınlık yapmak, şımarmak. bere eğindu. çocuk taşkınlık yapıyor.
  • eğmaleri atn., eğeri ark. Üste/yukarıya çıkarılmış. õ ncaşe eğmaleri toyöi: ağaca çıkarılmış ip.
  • eğmalu üste/yukarıya çıkarmak. õ arguni ncaşe keyiğu: baltayı ağaca çıkardı.
  • exiru ark. 1. havaya kaldırmak, havalandırmak, kaldırmak, havaya kalkmasına neden olmak (fiziksel bir müdahale ile havaya kaldırmak değil). üinçepe ebomüutini do eboxiri. kuşları ürkütüp havalandırdım, havalanıp kaçtılar. pirçi eoxiru. toz kaldırdı, tozu havalandırdı, tozu havaya kaldırdı, tozuttu. 2. havalanmak, havaya kalkmak. pirçi eixiru. toz kalktı. üinçepe eixires: kuşlar havalandı.
  • exondvalu atn. 1. sorumluluk almak/ yüklenmek/ üstlenmek. bere o3adu ma exevindvi: çocuk bakmayı ben üstlendim. muti exondvalu var bgorum: hiçbir şeyin sorumluluğunu almak istemiyorum. 2. sorumluluk vermek, sorumluluk yüklemek. noğaşe mcumu moğmalu himus exomdvi: çarşıdan tuz getirme sorumluluğunu ona yükledim. 3. sahiplenmek, sahip çıkmak. çkvaşi bere kexindu: başkasının çocuğunu sahiplendi. 4. (olayı) üstlenmek/üzerine almak. Baba muşik üoçi wamu, bere muşik exindu: babası adam vurdu, çocuğu üstlendi/üzerine aldı.
  • exondveri atn. sorumlu, sorumluluğu alan kişi. ham dulyaşi exondveri minon: bu işin sorumlusu kim?
  • exozdalu atn., ezdalu vi. algılamak, kavramak. ma ham dulyapes nosi var exomizdams: böyle şeyleri anlamam.
  • extimu ark., exûimu atn. Üste/yukarıya çıkmak. qomurişe kextu: erik ağacına çıktı. n3aşa extit: göğe kadar çıkın, göğe yükselin.
  • exvalu atn. 1. Yukarıya doğru çekmek/kaldırmak, söküp almak. oxori orûu svaşe exu do timele kogolanûoru: evi olduğu yerden kaldırıp (söküp) öteye yanaştırdı. 2. Toprak vs.�yi alttan yukarıya doğru kaldırarak/ kazarak delmek, sökmek. Emxuk leûa exu do kogamaxûu: köstebek toprağı alttan kaldırıp dışarı çıktı.
  • exveri atn. 1. Alttan yukarıya doğru kaldırılmış, delinmiş, sökülmüş. Livadis üaûa üale exveri svalepe bâiri: tarlanın her tarafında alttan delinmiş/ kaldırılmış yerler gördüm. 2. Alttan yukarıya doğru kaldırarak/ delinerek/ sökülerek.
  • ejvalu atn., eputxu ark. uçmak. üinçi ejun: kuş uçar. vorsepeşi on ejvasere: iyilerdendir uçacak.
  • ek, eko xp., hek, heko vi., hik, hiko atn. 1. orada. ek vorûi: oradaydım. 2. oraya. Ek moxti: oraya gel.
  • ekanku 1. yukarı doğru dağıtarak hava almasını sağlamak, havalandırmak, seyreltmek, sıklığını azaltmak. nçayi ekankums: çayın sıklığını gidererek havalanmasını sağlıyor. 2. tarlanın kazılmasından sonra toprağın hava alması için büyük toprak parçalarının ufalanması.
  • ekole xp., hekole vi., hikele atn. o yandan, o taraftan, ordan. ekole moxti: o yandan gel.
  • ekolendo xp., hekolendo ark., hikolendo atn. o taraftan, öteki taraftan, öteden. Ôanda ekolendo goluluûu: hep o taraftan geçiyordu
  •  
      Bugün 17322 ziyaretçi (22703 klik) kişi burdaydı!



     http://karadenizfiirtinasi.tr.gg/

    A&0023305;lış Sayfası Yapın Sık Kullanılanlara Ekleyin E-Mail Yollayın


     
     
    Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
    Ücretsiz kaydol